Çok şükür çocuklarımız eğitime İlkokul alfabelerinde; ‘ Uyu uyu! Yat uyu…’ öğretileriyle başlamıyorlar.
Annelerimiz yavrularını; “Dandini, dandini dastana; danalar girdi bostana…” yıllarca bizlere sapıyla yedirdikleri lahana ninnileriyle uyutmuyorlar artık. Milletimizin ve hülasa çocuklarımızın ufku açıldı. Çağın yenilikleriyle tanıştılar. Gençlerimiz öğretmenleriyle gerçekleştirdikleri uçan araba ve benzeri projerle tüm insanların gözü önünde TeknoFEST’lerde toplumun huzurunu bozan terör eylemleri değil, tam aksine insanlığa ve ülkesine yararlı gösteriler düzenliyorlar. Öğretmenlerimiz, çocuklarımızı şiddet ve kavga ruhuyla değil insanlığa faydalı bu ve benzeri bilgilerle, yeni yeni projelerle eğitiyorlar. Uzay teknolojisine ayak uyduruyor ve yeni projeler gerçekleştiriyorlar.
“Bu yıl ki TeknoFEST’te derceye giren tüm öğretmen ve öğrencilerimizi kutluyor; başarılarının devamını diliyorum…”
Ülkemizin ve dünyamızın içerisinde bulunduğu Covid-19 salgınıyla mücadelede sağlık personellerimiz ve bilim adamlarımız Dünya’da örnek çalışmalar yaparak adından söz edilir bir ülke konumuna geldik. Yıllardır alışık olduğumuz eski geleneğin dışına çıkarak ve hatta haddimizi aşarak aşılar geliştirmeye başladık ve olumlu sonuçlar aldık. Devletimizin ve milletimizin bekası için savunma sanayimizin 70 ‘i yerli ve millî oldu. Yerli ve milli motorlu taşıtların yanı sıra Askeri ve sivil uçak üretim ve uzay teknolojisi çalışmaları yapılmaya başlandı. Bunlar bir-kaç örnek… Hülasa, bizim binyıllık geçmişi olan bir devlet geleneğimiz var. Ecdadımızın içerisinde yetişmiş çok değerli ilim ve bilim adamlarımız var. Eğer biz bunları yeni yetişen gençlerimize anlatamadıysak o bizim eksikliğimiz ya da birilerinin art niyetinden başka bir şey değildir. Gençlerimize tarihimizi, kültürümüzü, geleneğimizi, göreneğimizi, dilimizi ve dinimizi dosdoğru öğreteceğiz; öğreteceğiz ki dünyada tüm insanlığa örnek bir medeniyetin, 1000 küsür yıllık geçmişi olan bir ecdadın torunları olduğunu bilsinler.
Atalarımızın dediği gibi; “Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ …” Biz uzun yıllar bu anlayışla gençlerimizi eğitebilseydik sanırım bugün içimizde doğup büyüyen ve hâlâ terör örgütlerinin kamplarında emperyalist devletlerin ve gizli servislerinin maşaları ve siyasi uzantılarının piyonları ve hatta binlercesi hayatının baharında eli kanlı katil, vatan haini damgasıyla bir daha geri gelmemek üzere toprak olmazlardı.
Evet Covid-19 musibeti acılarının yanında sanırım bizlere de çok şeyler öğretti. Anlayana; “ Sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az…” ne diyelim. Rabbim bizleri anlayanlardan eylesin inşaAllah.
Sağlık ve Milli Eğitim Bakanlığımızın ve yetkili devlet büyüklerimizin direktifleriyle yarın kısmi de olsa öğrencilerimizle yüz yüze eğitime başlayacağız.
***
Günümüzde tüm semavi dinleri siyasallaştıran emperyal güçlerin oyununa gelmemek için bazı gerçekleri çok iyi idrak etmeliyiz. İslam coğrafyasında adlarını zikretmediğim parası bol fakat insanlıktan, İslam ruhundan nasibini alamamış bazı devletlerin İslamiyetle uzaktan yakından alakaları olmadığını anlıyoruz ve biliyoruz. Dünyada yaklaşık 7 milyar insan yaşamaktadır. Bu insanların dinleri, dilleri ve renkleri farklı olabilir; ama şunu unutmayalım ki hepsinin genel bir tanımı vardır ve bu tanım da tek kelime ile ‘İNSAN’dır. Şu gerçeği de asla göz ardı etmeyelim: İnsan dediğin; “kendine ve çevresine faydalı işler yapan, etrafına zarar vermeyen, gönlü sevgi dolu olan” dır.
Gönüller Sultanı Yunus Emre’nin dizelerinde terennüm ettiği gibi; “Sevelim sevilelim, Dünya kimseye kalmaz…”ifadesi çok anlamlı ve mühimdir.
Özellikle yapılacak eğitimimizin ilmin, bilmin yanında; insan sevgisi, vatan sevgisi, temalı olması temennisiyle… Sağlık ve huzur dolu günler dilerim.