Bakıyorum da tüm siyasetçilerin ağzı bir karış açık. Hepsi toz pembe hayallerle gülücükler dağıtarak, gerile gerile geziyorlar. Hem de yedi köyün ağası gibi…
Sözde halkı dinliyormuş gibi, sanki halkın derdine çare olacakmış gibi halkın içinde dolaşıyorlar. Ama sanki!
Şimdiye kadar halkın derdine kim çare olmuş ki?
Şimdi düşünüyorum da, resmen şaşırıyorum!
Enflasyon almış başını gidiyor. Hayat pahalılığı yüzünden insanlar artık intihar ediyor. İnsanlar ay sonunu bile zor getiriyor. İnsanlar yüksek gelen faturalar ödemekte zorlanıyor. Maalesef babalar eşlerine ve çocuklarına harçlık veremiyor…
Marketlerde, kasaplarda, şarküterilerde, manavlarda fiyatlar uçmuş. İnsanlar istediği hiç bir şeyi satın alamıyor ve doğru dürüst beslenemiyor. Ancak müze gezer gibi marketleri geziyor….
Dünyadan bihaber olan yaşayan siyasetçiler hala gülücükler saçmaya devam ediyor…
Ülkemizde daha önce yardıma muhtaç insanlara faydalı olmak amacıyla yardım kampanyaları yapıldı; “Biz Bize Yeteriz” kampanyası, “Askıda Ekmek ” kampanyası “, “Askıda Fatura” kampanyası…
Yapılan bu yardım kampanyalarında siz hiç milletvekili, belediye başkanı, ya da herhangi bir siyasetçinin yardım kampanyalarına katkıda bulunmak amacıyla yardım ettiğini gördünüz mü? Ya da duydunuz mu? Göremezsiniz! Belki vardır ama, çok az kişi vardır.
Ballı kaymaklı görevlerde bulunan, bir çok yerden yüklü maaşlar alan, farklı farklı görevleri olup, yüzbinlerce Türk Lirası maaş alan Bakan Yardımcıları, Belediye Başkanları ve siyasetçilerin hangisi bu yardım kampanyalarına katkıda bulunuyor?…
O yüzden de “Biz Bize Yeteriz” ve ” Fakirler Fakirlere Yeteriz” demek daha doğru bir yaklaşımdır.
Türkiye, son yıllarda özellikle savunma sanayi alanında büyük atılımlar yaptı. Özellikle İHA, SİHA’, Bayraktar Akıncı ile tüm dünyada hayranlık uyandıran üretim ağına sahip oldu. Bu alanda büyük başarılar elde etti.
Ayrıca her ilde modern ve son sistem teknoloji ile donatılmış hastaneler inşa edildi. Ama bu modern hastanelerde yeterli hizmet alınamadı. Devletimizin bu konuda acil çözümler ve önlemler alması şarttır. Hastanelerin durumu şu an itibariyle hizmet açısından içler acısı.
Sağlık Bakanlığı’nı çözümler üretmesi için acilen göreve çağırıyoruz.
Gelgelelim tarım alanında da içler acısı durumumuz var. Son yıllarda tarım alanında ve hayvancılık alanında girdi maliyetleri çok yüksek olduğu için üretimi durduran çiftçilerimizin durumuda vahim. Binlerce çiftçilerimiz borçlarını ödeyemediği için haciz ve icralık durumda.
Ülkemizde tarımsal alanda üretim yapılması için büyük uğraşlar verilmesi gerekiyor. Çiftçilerimizin yeniden üretim yapması için teşvikler ve hibeler verilmesi hususunda Tarım ve Orman Bakanlığı’nın daha ciddi adımlar atması gerektiği düşünüyoruz. Şu an itibariyle Tarım ve Orman Bakanlığı ve Belediyeler çiftçilerimize desteklerini esirgemiyorlar. Ama yeterli değil. Desteklerin daha da çok artırılması gerekiyor.
Tarım alanında tamamen dışarıya bağımlı hale gelen ve tarım ürünlerinin hemen hemen tamamını Rusya ile Ukrayna’dan ithal eden ülkemiz, acilen bu kısır döngü durumdan derhal kurtulması gerekiyor. Yoksa aksi halde paramız dışarıya gitmeye devam edecektir.
Tarım ve Orman Bakanı, Prof. Dr. Vahit Kirişci, konuya derhal el atmalı ve çiftçilerimizin tekrar üretim yapmasını sağlamalıdır. Çünkü bu böyle gitmez ve böyle gidemez.
Bu ülke için bir şeyler yapma zamanı geldi de geçiyor bile. Ama ülke kimin umurunda onu da bilemiyoruz. Koskoca Türkiye, güzelim Türkiye, cennet vatan Türkiye, bakınız ne hale geldi!…
Tahıl ambarı olan Türkiye, oldu ithalat ambarı. Hayvancılıkta kendi kendine yeten ülke Türkiye, getiriyor hayvanları ecnebi ülkelerden. Ne diyelim bilemiyoruz ki!…
Yazacak o kadar çok şey var ki! Ama bu sorunları yazmaya köşem bile yetmez.
Saygılarımla!