Siyaset, ayrıştırmak yerine birleştiren , bütünlüğü sağlayan, ülke ve toplum menfaatleri doğrultusunda yapıldığı zaman anlam kazanır.
Siyasette kaos ortamı oluşturmak ve insanları birbirine kırdırmak hem siyasetçilere, hem de ülkeye zarar veriyor. Şimdi bakıyoruz da son yıllarda siyasette seviye iyice düştü. Resmen “Çamur at izi kalsın” mantığı ile siyaset yapılıyor. Bu da siyasetin en çirkin yanıdır.
Aslında siyasetçilerin hizmetleri ile ön plana çıkması ve halkın hizmetkarı olduklarını gösteren çalışmalar yapması gerekiyor. Siyasetçiler yalnızca seçim zamanı değil, her zaman halkın içinde olması gerekiyor. Bununla birlikte siyasetçilerin halkın derdine çare olacak çalışmalar yapması gerekiyor. Ama maalesef bu düşüncelerle hareket eden milletvekili sayısı çok az. Çünkü ülkemizde siyasetçilerin bir çoğu kendilerine ve çevresine menfaat sağlamak için siyaset yapıyorlar. Hal böyle olunca da insanların siyasete ve siyasetçilere inancı ve sevgisi kalmıyor.
Farkındaysanız son yıllarda sandığa gitmeyen ve oy kullanmayan yüzbinlerce seçmen var. Hatta bırakın oy kullanmamayı, binlerce seçmen boş oy atıyor. Tabi ki bu da siyasetin farklı bir yönü.
Tüm anlattıklarımızn, ayrıca seçmenlerin oy kullanmamasının ve boş oy atmamasının bir çok nedenleri var. Çünkü genellikle siyasetçiler yalnızca seçim zamanı sahalara inerek, seçmenlerden oy istiyorlar. Siyasetçiler genellikle seçim zamanı canım, cicim söylemleri ile seçmenlerin sırtını sıvazlayor, daha sonra da ortadan kaybolup gidiyorlar. Bir daha ki seçimlere ara ki milletvekili bulasınız…
Tabi ki bu anlattıklarımız her siyasetçi için geçerli değildir. Bazı siyasetçiler var ki ister seçim olsun, ister seçim olmasın her zaman sahada ve halkın hizmetkarıdır. Bu siyasetçiler için hizmet ön plandadır. Devlet ve millet aşkı ile yanan siyasetçiler için belediye başkanı olmak, ya da milletvekili olmak çok önemli değildir. Çünkü bu gibi siyasetçiler için makam mevki çok önemli değildir. Onların akçeli işlerle işi olmaz. Onların haram ve yalanla işi olmaz. Onlar yalnızca hizmet etmek için canla başla çalışırlar. Bu düşüncelerle siyaset yapan ve halkın hizmetkarı olan, ayrıca ülkemiz için taş üstüne taş koyan tüm siyasetçilerin ellerinden öpüyor ve saygılarımı sunuyoruz.
Seçmek ve seçilmek herkesin en doğal hakkıdır. Herkes bu ülkede siyaset yapabilir ve herkes istediği partiye özgürce oy verebilir. Ayrıca siyasi görüşünü ve siyasi düşüncelerini özgürce ifade edebilir. Buna kimsenin itirazı olamaz ve olmamalıdır da. Ama maalesef ülkemizde siyaset böyle yapılmıyor. İnsanlar, siyasi görüşleri ve siyasi düşünceleri farklı olduğu için birbirleriyle düşman kesiliyorlar. Hatta daha da ileri gidip, birbirleriyle kavga ediyorlar. Hatta siyasi parti binalarına silahlı saldırı düzenliyorlar. Bunun örneklerini çok gördük. Bırakın insanlar istediği partiye oy versinler. Çünkü insanların siyasi görüşü de, siyasi ideolojisi de bellidir.
Eskiden siyasetçiler ya doğarken siyasetçi oluyor, ya da daha sonra siyasetçi oluyorlardı. Örneğin siyasetçi anne ve babanın evladı doğal olarak evde siyaset konuşulduğu için, çocuklar dünyaya gözlerini açar açmaz siyasetle tanışıyor ve anne ve babalarından etkileniyorlardı. Hal böyle olunca da çocuklar da anne ve babanın siyasi görüşünü savunuyorlar. Şimdi durum biraz değişti. Çocuklar ve gençler sosyal medyadan etkileniyor, siyasi partileri analiz ediyorlar. Hatta ve hatta hemen hemen her gün siyasetçileri televizyon kanalında izliyor, gazetelerde okuyorlar. Bununla birlikte çevresel etki ile birlikte çocuklar ve gençler bir şekilde siyasetin içinde bulunuyorlar.
Çok eskiden insanlar sosyal medya ile tanışmamış ve kitle iletişim araçları bu gelişmiş değildi. Şimdi insanlar her şeyi anında görüyor, izliyor ve okuyor. Küçücük çocukların bile ellerinde bilgisayar, laptop, akıllı telefonlar var. Çocuklar artık her şeyin farkında. Bırakın ufacık çocuklar bile büyük insanlarla siyaset konuşuyor, ekonomi konuşuyor.
O yüzden de bırakın insanlar, özgür ve hür iradesiyle istediği partiye oy versin. Oy kullanmak ya da oy kullanmamak insanların en demokratik hakkıdır. İnsanların bu demokratik hakkını kimse elinden alamaz.
Saygılarımla!