Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul programı çerçevesinde Sultangazi ve Bahçelievler mitinglerine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sultangazi mitinginde yaptığı konuşmada, 21 yılda gerçekleştirdikleri icraatları gösteren videonun alandakilere gösteriminin ardından, “Tüm bunlar, uzun ve meşakkatli mücadelenin sonunda ülkemize kazandırdığımız yatırımlar. Artık Türkiye’nin potansiyelini asıl hedeflerimize ulaşmak için kullanabileceğimiz yere geldik” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, İstanbul’da ilk olarak partisinin Sultançiftliği Merkez Camii önünde gerçekleştirilen Sultangazi mitingine katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasında Sultangazi’ye ne zaman gelse coşku ve heyecan gördüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün burada Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nde gerçekleştirdiğimiz mitingin âdeta devamını görüyoruz. Geçtiğimiz pazar günü tarihî bir katılımla gerçekleştirdiğimiz Büyük İstanbul Mitingi’nde bu kardeşinize verdiğiniz destek için sizlere teşekkür ediyorum. Cumhur İttifakı’na verdiğiniz destek için sizlere teşekkür ediyorum. Fatih’in emaneti İstanbul bir kez daha bakın burası çok önemli, ‘Zulüm 1453’te başladı’ diyenlere cevabını vermiştir” ifadelerini kullandı.
“SİYASETİN BU KADAR ÇİRKİNLEŞTİRİLMESİNİ KABUL EDEMEYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim günü yaklaştıkça karşılarındaki koalisyon masasının nasıl bir intikam, hırs ve rövanş duygusuyla hareket ettiğinin daha iyi anlaşıldığını dile getirerek, “Biliyorsunuz daha önce masadan kalkan bir ortaklarına yapmadıklarını, demediklerini bırakmamışlardı değil mi? Sonra da eskiden kendi partilerinden aday yapıp karşımıza çıkardıkları bir isme etmedik zulüm bırakmadılar. Maalesef CHP’de 10 Mayıs 2010’dan 10 Mayıs 2023’e kadar hiçbir şeyin değişmediği anlaşılıyor” diye konuştu.
Siyasetin bu kadar çirkinleştirilmesini kabul edemeyeceklerini, ülkede daha önce bu yöntemle siyasi partilerin ele geçirildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Anlaşılan o ki şimdi de aynı yöntemle devletin yönetimini ele geçirmek istiyorlar. Buradan açık söylüyorum, Meral Hanım’ı masadan kalktığında üç günde tıpış tıpış oraya döndüren de Muharrem İnce’yi seçime üç gün kala adaylıktan çektiren de aynı güçtür. Kandil’i bay bay Kemal’in amigosu hâline getiren de FETÖ’cüleri masanın kasetçisi hâline getiren de aynı güçtür. Batı medyasını, masanın basın bültenine dönüştüren de ülkemizin millî çıkarlarını sosyal medya mecralarının mezesi hâline dönüştüren de aynı güçtür. Sanmayın ki bu güç Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Bu kişi sadece kendisine teslim edilen her kurumu batıran, her partiyi yenilgiden yenilgiye koşturan bir maşadır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İsterseniz önce bu yıkım koalisyonunun ne olduğunu şöyle görüntüleriyle bir izleyelim” sözlerinin ardından, vatandaşlara CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile geçmişte programına katıldığı Savaş Ay’ın hastaneler ve SSK konusundaki diyaloğunun yer aldığı görüntüler izletildi.
Türkiye’nin kötü koşullara sahip SSK hastanelerinden, bugün pırıl pırıl şehir hastanelerine kavuştuğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “(Şehir hastaneleri) Niye bunları biz böyle yaptık? Kanuni ne dedi? ‘Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.’. Biz böyle yönetiyoruz bu ülkeyi. Ama bay bay Kemal’in SSK’nın başında olduğu zamanda, SSK Okmeydanı Hastanesi’ne âdeta iğrenerek giriyorduk. Her taraf pislik, galoşlar rezillik. Bay bay Kemal, seni görünce biz ne anlıyoruz biliyor musunuz? Çöp, çukur, çamur, susuzluk. Bunları yaşamadık mı? Sultangazi bunları yaşamadı mı? Peki, bu kardeşiniz İstanbul’a Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu zaman susuzluk bitti mi, çöp dağları kalktı mı, çukurlardan kurtulduk mu, çamurdan kurtulduk mu? Türkiye’yi de bu hâle evelallah yine biz getiririz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun seçilmesi hâlinde Selahattin Demirtaş’ı tahliye edeceğine ilişkin sözlerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kardeşlerim bunun bir Selo’su var, bay bay Kemal’in Selo’su. Selo’yu kurtarmak istiyorsanız oyunuzu bana vereceksiniz, diyor” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun Kandil’deki teröristlerle hareket ettiğini aktarırken, “Kandil’in teröristleriyle ‘haydi’ diyor. Benim Sultangazili kardeşlerim Kandil’in teröristleriyle ‘haydi’ diyen bay bay Kemal’e oy verir mi? Öyleyse pazar gününe kadar çok çalışacağız, bir yanlışa adım atmayalım” dedi.
Daha önce Gezi’de, 17-25 Aralık’ta, çukur eylemlerinde, 15 Temmuz’da neler yapılmışsa 14 Mayıs öncesi de aynısının sergilendiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bay bay Kemal’le ve ortaklarıyla değil, Türkiye Yüzyılı’nın önünü kesmek için onları ortaya sürenlerle yarışıyoruz. Dünyanın dört bir yanından ülkemiz seçimleriyle ilgili açıklamalara bakan herkes bunu görebilir. Bütün dergiler kapakları ne diyor? ‘Erdoğan gitmeli.’ Almanya’da çıkanlar böyle diyor, Fransa’da çıkanlar böyle diyor. İngiltere’de çıkanlar böyle diyor. Ya size ne? Bu dergilerin kapağına siz bu ifadeleri nasıl yazıyorsunuz? Bunun kararını siz değil, ey Batı bunun kararını benim milletim verir benim” değerlendirmesinde bulundu.
“AİLENİN KUTSİYETİNE DOKUNDURMAYIZ”
Kılıçdaroğlu’nun Rusya’ya yönelik açıklamalarına da değinen Erdoğan, şunları kaydetti: “Şimdi bay bay Kemal Rusya’ya da sataşmaya başladı. Türkiye’deki seçimleri Rusya yönlendiriyormuş. Utan utan, utan. Şimdi ben de kalkıp dersem ki Türkiye’deki seçimleri Amerika yönlendiriyor, Almanya yönlendiriyor, Fransa yönlendiriyor, İngiltere yönlendiriyor. Ne diyeceksin? Bunları sen benim kadar tanımazsın. Ben bunların hepsinin âdeta ruhlarını okudum ruhlarını. 20 senedir bunlarla görüşüyorum, 20 senedir bunlarla birçok kez aynı masalarda oturdum, konuşuyorum. Sen bunlarla kaç kere bir araya geldin ya? Sen bunları nereden tanırsın? Ama bunda yalan bol. Londra’nın tefecilerinden 300 milyar dolar getirecekmiş. Avucunu yalarsın avucunu. Senin gibi yalancıya bir Allah kuruşu vermezler. Çünkü senin cinsini cibilliyetini bunlar çok iyi biliyor. Kandil’deki terör baronlarının yaptıkları açıklamalara bakan herkes bunu görebilir. FETÖ’nün kaset, montaj oyunlarıyla kimin önünü açtığına herkes bunu görür, Londra’daki tefecilerin kime göz kırptığına bakan yok herkes bunu görür. Evlatlarımızı sapkın emellerine kurban etmek isteyen LGBT’cilere bakan herkes bunu görür.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kardeşlerim, şimdi sizle konuşuyorum; bu CHP, LGBT’ci mi? Bu İYİ Parti LGBT’ci mi? Bu HDP LGBT’ci mi? O yanında bir yavrular var, onlar da buna zaten ses çıkarmıyor. Onlar LGBT’ci mi? Fakat LGBT, AK Parti’nin yanına yaklaşamaz. MHP’nin yanına yaklaşamaz. Aynı şekilde Cumhur İttifakı’nın yanına yaklaşamaz. Çünkü biz aile kurumunun kutsiyetine inanıyoruz ve güçlü millet, güçlü ailelerden oluşur, buna inanıyoruz. Dolayısıyla LGBT’nin bizimle ilgi ve alakası olamaz. Bay bay Kemal, LGBT ile beraber dans etmeye devam etsin, İP onlarla dans etmeye devam etsin, aynı şekilde HDP onlarla dans etmeye devam etsin. Bizde aile kutsaldır, ailenin kutsiyetine dokundurmayız.”
“21 YILDIR BU ÜLKEDE SADECE ESER VE HİZMET SİYASETİ YAPTIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin her şeyin farkında olduğunu anlatarak ziyaret ettikleri her ilde sokakları ve meydanları dolduranların verdiği mesajın çok açık olarak görüldüğünü söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 yıldır bu ülkede sadece eser ve hizmet siyaseti yaptıklarını anlatarak, sadece ülkenin altyapısını güçlendirmekle kalmayarak paradigmaları değiştirdiklerini aktardı.
AK Parti’nin 21 yıldır ülkeye kazandırdıklarının yer aldığı videonun izlenmesinin ardından konuşmasına devam ederek, “Bütün bunlar uzun ve meşakkatli mücadelenin sonunda ülkemize kazandırdığımız yatırımlar. Artık Türkiye’nin potansiyelini, asıl hedeflerimize ulaşmak için kullanabileceğimiz yere geldik. Türkiye Yüzyılı bu vizyonun adıdır. Bu sürecin sembolü olan yatırımlarımız birer birer devreye girmeye başladı” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin ilk yerli ve millî otomobili Togg’un bunlardan biri olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu: “Sanıyor musunuz ki Togg dediğimiz sadece bir otomobildir. Togg ülkemizde geleceğin yüksek teknolojiye dayalı üretim modelinin adıdır. Birileri kendi aklınca, ‘İHA-SİHA mı yiyeceğiz?’ diyerek savunma sanayii ürünlerimizi değersizleştirmeye çalışıyor. Hâlbuki savunma sanayii ürünlerimizin her biri, gençlerimizin hayalini kurduğu nitelikli istihdama açılan birer kapıdır. Buyurun, cambazlar, ahlaksızlar, terbiyesizler, domatesi, patatesi 15-20 liraya çıkardılar. Şimdi marketlerde 7,5 liraya düştü. Bak nereden nereye geldik? Bu ne demek biliyor musunuz? Şu seçimden sonra sıkıysa bunlar, bu oyunları yapsın. Hepsi soluğu nerede alacak biliyor musunuz? Yargıda olacak. Bulduğumuz doğal gaz ve petrol kaynakları insanlarımızın refahı için yapacağımız çalışmaları kolaylaştırmıyor mu?”
“YAPTIĞIMIZ DÜZENLEMELERLE İNSANIMIZA NEFES ALDIRIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin geleceğini planlarken ve kurarken bazı günlük sıkıntıların olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti: “Şu anda ‘doğal gazımız bir ay ücretsiz’ dedik mi? Bir yıl boyunca doğal gazımızı yüzde 25 düşürerek vatandaşlarımıza vermeye karar verdik mi? Bunu ilan ettik mi? Faturalarda bunları inşallah göreceksiniz. Hatırlarsanız her yıl mart-nisan gibi ülkemizde bu patates, soğan fiyatı tartışması çıkartılır çünkü muhalefetin yapacağı bir şey yok. Bu ürünlerdeki fiyat dalgalanmaları tamamen mevsim geçişi ve maalesef ahlaksızlıkla alakalı. İşte şimdi yeni ürünler tezgâha çıktı, fiyatlar dengesine oturdu. Tabii bunları söylerken gıda ve kira başta olmak üzere milletimizin canını yakan hayat pahalılığını asla görmezden gelmiyoruz. Milletimizin hiçbir kesimini, enflasyona ezdirmeme kararlılığıyla yolumuza devam ediyoruz. Asgari ücretten kamu işçileri ve memurlarının maaşlarına, emekli maaşlarından sosyal yardım ödemelerine kadar her alanda yaptığımız düzenlemelerle insanımıza nefes aldırıyoruz. Salgın döneminde bunu yaptık. Geçtiğimiz sene bunu yaptık. Bu yılbaşında bunu yaptık. Unutmayın, Temmuz ayında yine yapacağız, yıl sonunda yine yapacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelişen ve büyüyen ülkenin imkânlarını, milletin emrine vermeyi sürdüreceklerini ifade ederek, “Karadeniz doğal gazının sevincini, faturaları ilk ay tamamen ücretsiz yaparak, bir yıl boyunca da mutfak ve su ısıtma giderlerini faturadan düşerek, milletimizle paylaşmadık mı? Gabar’da bulduğumuz petrolle enerji bağımsızlığımız yolunda yeni bir adım daha atmadık mı? Nükleerinden güneşine, hidroelektriğinden rüzgârına tüm yerli ve millî kaynaklarımızı bu doğrultuda seferber etmedik mi? Bu şekilde ortaya çıkan değeri ne yapacağız? Milletimizin her bir ferdinin refah seviyesini yükseltmek için kullanacağız. Önümüzdeki dönem için bu doğrultuda pek çok proje hazırladık” ifadelerini kullandı.
“GENÇLERİMİZ GELECEKLERİNE DAHA BİR UMUTLA BAKACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Yüzyılı yükselecek, milletimiz kazanacak. Milletimiz kazanacak, gençlerimiz geleceklerine daha bir umutla bakacak” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin her işi gibi siyasetinin de kendine özgü olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyanın her yerinde muhalefet, vizyonu ve programıyla iktidarla yarışır. Bizde ise muhalefetin tek yaptığı yalan, iftira, çarpıtma, gizli pazarlıklarla iktidara gelmeye çalışmaktır. Şu Kılıçdaroğlu’nun bir referansı var mı? ‘Ben şunu yaptım.’ diyebilir mi? Yok. Öyle olunca da işte 15 seçimdir bu adam hep kaybetti mi? Benim milletim bu adamı iyi tanıyor. Şimdi kalkmış ne diyor? ‘Gel Halil İbrahim sofrasına.’ diyor. Ya bir insan siyasette bu kadar laubali olur mu ya? Siz beraber yürümediniz mi geçmişte? Yürüdünüz. Bu ne kadar bir sulu şaka” diye konuştu.
Kendilerinin, eser ve hizmet siyasetiyle konuştuklarını, öyle de devam edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şu İstanbul’da benim kardeşlerim İstanbul’u iyi bilir. Peki şu İstanbul’un belediye başkanı 4 yıldır İstanbul’a ne yaptı? CHP deyince aklımıza bizim ne geliyor? Çöp, çukur, çamur, susuzluk. Bu kardeşiniz İstanbul’u bunlardan böyle almadı mı? Siz bana bu görevi böyle vermediniz mi? İstanbul susuz muydu? Bu Sultangazi susuzdu. Ama biz 120 kilometreden Istranca Dağları’ndan suyu getirdik İstanbul’a. Çöp dağlarından İstanbul’u kurtardık mı? Çukurlardan kurtardık mı? Çamurdan kurtardık mı? Bunu bu kardeşinizle beraber yaptık. Öyle mi? Daha sonra aynen Türkiye’yi de böyle yaptık. Bay bay Kemal sen İstanbul’u rezil ettin. Senin belediye başkanın çamur, çukur, herhangi bir şeyde bakıyorsunuz İstanbul’u sel alıyor, götürüyor. O nerede? Bodrum’da. Devamlı turistlik. Kayakta. Bu iş aşk işidir aşk. Yahu sen nesin ki belediye başkanların ne olsun? Ankara öyle. İzmir öyle. Gelin pazar günü bunlara öyle bir ders verin ki artık emekliye ayrılsınlar. Emekliye kim ayıracak? O kadar. Bu görev sizin. İsterseniz ayırırsınız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin siyasetinin bu tarzını en çok gençlerin yadırgadığını bildiğini dile getirerek, “Bizim çocukluğumuzun ve gençliğimizin Türkiye’siyle bugünkü Türkiye arasındaki farkı bilmeyen gençlerimizin şaşkınlığını tabii karşılıyoruz. Gençlerimizin en büyük şansı ise eski Türkiye’nin o sefalet, yokluk, yoksulluk, yoksunluk günlerini yaşamamış olmalarıdır. Biz yola çıktığımızda söz verdik. Eğitim dedik. Sıraların üzerine kitapları koyduk mu? Ücretsiz olarak bu kitapları yerleştirdik mi? Ama biz teksir kâğıtlarıyla okuduk. Şimdi herkesin kuşe kâğıtla sıralarında kitaplar var mı?” diye konuştu.
“GENÇLERİMİZE HEP GÜVENDİK”
O dönemde üniversite sayısının 76 olduğunu, şimdi ise 208 üniversitenin bulunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversitesi olmayan ilin bulunmadığını aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Biz gençlerimize hep güvendik. İnşallah yarım kalan işlerimizi tamamladıktan, Türkiye Yüzyılı’nın şafağı söktükten sonra emaneti kendilerine teslim edeceğiz. Onun için ben gençlerimize sesleniyorum; ‘Geleceğinize sahip çıkmak için pazar günü sandığa sahip çıkın. Bu ülkenin yatırım yapan, üretim yapan, istihdam oluşturan, ihracat yapan tüm insanlarına sesleniyorum. Elinizdekilere sahip çıkmak için pazar günü önce sandığa sahip çıkın. Buradan bu ülkenin tüm kamu çalışanlarına, emekçilerine sesleniyorum. İşinize sahip çıkmak için pazar günü sandığa sahip çıkın. Buradan şehit yakınlarımıza, gazilerimize, vatanının bütünlüğü, milletinin birliği konusunda hassasiyet sahibi herkese sesleniyorum. Ezanınıza, bayrağımıza, şehitlerimizin emanetine sahip çıkmak için pazar günü sandığa sahip çıkın. Buradan öğrencisinden emeklisine, kadınından, engellisine, bu ülkenin tüm bireylerine sesleniyorum. Unutmayın, sandığın kazası belki olur ama maliyeti çok ağırdır. Öyleyse hep birlikte öyle bir ses verelim ki duymayan kalmasın. Hazır mıyız? Pazar günü tercihimizi doğrudan yana yapıyor muyuz? Pazar günü sandıkları patlatıyor muyuz? Öyleyse tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız. İri olacağız. Diri olacağız. Kardeş olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız.”
“YERLİ VE MİLLÎ HASSASİYETLERİNİN OLMADIĞINI ZATEN BİLİYORDUK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sultangazi programının ardından Şirinevler Ulu Camii önünde düzenlenen Bahçelievler mitingine katılarak halka hitap etti.
Konuşmasında Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen mitingi, “Türk siyasi tarihinin en büyük mitingi” olarak değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İstanbul, seçimlerdeki tercihini şimdiden ilan etmiştir. Evet, İstanbul ne dedi? ‘Türkiye Yüzyılı.’ dedi. İstanbul, terör örgütlerinden medet umanlara karşılık ‘Birlik ve beraberlik.’ demiştir. İstanbul, koltuğuna kasetle oturanların, bu ülkenin yönetimini kasetle ele geçirme operasyonuna geçit vermemiştir. İstanbul, tefecilere ülkesini teslim etmek isteyenlere ‘İstiklal ve istikbal’ diyerek mukabelede bulunmuştur. Londra’daki tefecilerinden 300 milyar dolar alacakmış, buna inandınız mı? Bay bay Kemal, sen avucunu yalarsın, avucunu. Tefeci, tefeciye kuruş vermez, kuruş. Esrar, eroin kaçakçılarından götürdüğü paralarla Londra tefecilerinden para alacak. Ya bu ne menem iştir! Bunun yanındaki akıl hocalarından da yoğurt olmaz. Onların da ne nedir, haberleri yok. Tefeci öyle kalkıp da kül yutar mı? İstanbul, evlatlarının geleceğini, örgütlerin, sapkın akımların eline bırakmak isteyenlere eyvallah etmemiştir. Bugün de Bahçelievler’de aynı heyecanın, aynı azmin, aynı kararlılığın sürdüğünü görüyoruz. İstanbul’un bu güzel ilçesinden yükselen sesin pazar gününe kadar hiç dinmeden süreceğine inanıyorum.”
CHP’nin, “Her şey güzel olacak” diyerek İstanbul’un başına çöreklendiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kardeşlerim, Allah aşkına şu dört yılda İstanbul’un başına çöreklenenler, İstanbul’a ne kazandırdılar? Ya yaptıkları bir şey var mı? Yok. Bu kadar yılda bırakınız taş üstüne taş koymayı, teslim aldıklarına bile sahip çıkamadılar. Şimdi aynı felaketi ülkenin tamamına yaşatmak istiyorlar. Ekrem Efendi, İstanbul’da görevini çok iyi yaptı, şimdi onu Van’a gönderiyorlar. Oralarda o teröristlerin işaretlerini yapıyorlar, karı koca beraber. Ya sen önce İstanbul’daki görevini yap ya, İstanbul’u sel afeti alıyor götürüyor. Nerede İstanbul’un belediye başkanı? Bodrum’da. Nerede? Kayakta” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin görev insanı ve vazife adamı olmadığını belirterek, “Bunlar, kurdukları masanın etrafında dökülüyor. Öyle bir faşizm iklimi oluşturdular ki kendi içlerinde bile en küçük ayrılığa tahammül edemiyorlar. Masadaki hanımefendinin ‘Kumar masası’ diyerek oradan kalktığında başına gelenleri gördünüz değil mi? Bir önceki seçimde CHP’nin adayı olarak bizimle yarışan isme yapılanları gördünüz değil mi? Günlerdir tehditler, şantajlar, hakaretler, kasetler havada uçuşuyor. Sonunda ne oldu? Adaylıktan çekilmek zorunda kaldı. Sonra ne oldu? Tekrar ‘Gel’ dediler” diye konuştu.
Muharrem İnce ile 2018’de cumhurbaşkanlığı yarışı yaptıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ama ne oldu? Şimdi Muharrem Bey’e tekrar ‘Gel’ diyorlar, çağrı yapıyorlar. Muharrem Bey de tabii elinin tersiyle bunları itti çünkü burada yapılan bazı kalleşlikler var. Onları tabii biz şimdi bilemiyoruz. Kalkıp maalesef çok sulu âdeta şakalar yapar gibi masaya çağırıyorlar. Gerekli cevabı o da kendilerine verdi. Ve bu yarışta kendisiyle ilgili ne kaset ne benzer başka bir iddia gündeme gelmedi. Ne zaman ki bu isim Kemal Kılıçdaroğlu’na rakip oldu, işte o zaman bunların hepsi yaşandı. Tek başına bu tablo bile ülkede kaset kumpaslarının gerisindeki silüeti göstermeye yeterlidir. İlla kaset şart değil, başka numaralar da dönüyor. Peki, bu numaraların arkasında kim var? Ben söyleyeyim. Pensilvanya var, FETÖ var, FETÖ’cülerin oyunu bu. Ve bu oyunu şimdi de Muharrem Bey’e oynadılar.”
Siyaseti böylesine çirkinleştirenlerin ülkeye temiz yönetim vaadi kadar gülünç bir şey olamayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların geçmişi de kirli, bugünü de kirli. Ellerini değdikleri her yer de kirlenir. Bunlar, desteği nereden alıyor? Kandil’den. Taktiği nereden alıyor? FETÖ’den. Aferini nereden bekliyor? Batı’daki tefecilerden. Kader ortağı olarak kendilerine koalisyon masasında topladıkları partileri seçtiklerini sanıyorum ancak bay bay Kemal kendine kader ortağı olarak terör örgütlerini ve onların iplerini ellerinde tutanları seçmiş. Bunların yerli ve millî hassasiyetlerinin olmadığını zaten biliyorduk ama bu derece gözlerini karartmalarını beklemiyorduk” şeklinde konuştu.
“BİZ ESER VE HİZMET SİYASETİMİZİ KESİNTİSİZ SÜRDÜRÜYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin ”Bu kadarı da olmaz.” dedikleri ne varsa hepsini yaptığını dile getirerek, “Sürekli değiştiğini söyleyen, geçmişini inkâr eden bay bay Kemal ve kader ortakları artık gerçek yüzlerini gizleyemiyorlar. Günlerdir bazı kasetlerin nasıl montaj, nasıl uydurma, nasıl yapay zekâ ürünü olduğunu anlatıp duruyorlardı. Biz de ‘Bunların derdi ne, ne diyorlar, neyi saptıyorlar?’ diye merak ediyorduk. Meğer kendi arkadaşlarına kurdukları kumpası anlatıyorlarmış. Bir de yedikleri herzenin üstünü örtmek için ülkemizin uluslararası çıkarlarına zarar vermeye kalkacak kadar yüzsüzleşiyorlar” dedi.
“Gerçi kendi ortakları bir hanımefendiyi üç günde canından bezdirenlerin, eski adaylarını şantajla çekilmek zorunda bırakmalarına niçin şaşırıyoruz ki?”, “Terör örgütleriyle öyle gizli saklı da değil alenen ortaklık kuranların insanların haysiyet cellatlığına soyunmalarının neyine şaşırıyoruz ki?”, “Ülkelerinin tüm millî değerlerini yabancılara peşkeş çekme sözü verenlerin bunun için her yolu kullanmalarının neyine şaşırıyoruz ki?” sorularını yönelten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eskiler, ‘Otu çek, köküne bak.’ derler. Bay bay Kemal’in kökü ne ki bugün yaptıkları farklı olsun” diye konuştu.
Pazar günü gerçekleştirilecek seçimlere değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “14 Mayıs, Kemal’in bay bay Kemal olacağı gündür. Ah kardeşlerim ah, bunların tıyneti bozuk. Bunların kendilerine verilen görev uğruna gözden çıkartamayacakları değer yok. Dünyanın en kirli suç örgütü çıtayı bunların düşürdüğü seviyeye kadar indirmez” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Sizlerden ricam, buradan ayrıldıktan sonra, çevrenizde pazar günü için hâlâ kafası karışık olan bir akrabanızı, komşunuzu, eşinizi, dostunuzu bulacaksınız. Kendisine selamımı söyleyin. Pazar gününün, Türkiye Yüzyılı için niçin önemli olduğunu anlatmanızı ve seçimde bize destek sözü almanızı istiyorum. Aynı şekilde her akşam telefonunuzu elinize alarak, uzaktaki, yakındaki, nazınızın geçeceği ahbaplarınızı arayıp, pazar günü için aynı sözü onlardan da almalısınız. Şayet bunu yaparsak pazar günü bu seçimi Allah’ın izniyle rekor bir oyla bitirmemizin önünde hiçbir mani kalmaz. Bunun için ne yapacağız? Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Koalisyon masası varsın kendi çirkinlikleri içinde debelenip dursun, biz eser ve hizmet siyasetimizi kesintisiz sürdürüyoruz.”
AK Parti’nin 21 yılda yaptığı hizmetlerin tanıtıldığı videonun izlenmesinin ardından sözlerine devem eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’ye işte böyle çağ atlattık. Bunlarla kalmadık, devam eden çalışmalarla sürekli eser ve hizmet çıtasını yükseltiyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem bölgesini yeniden ayağa kaldıracak çalışmaların hızla devam ettiğini vurguladı.
“HİÇBİR VATANDAŞIMIZIN MAĞDUR OLMAMASINI SAĞLIYORUZ”
Çalışanları, enflasyona ezdirmeme sözünü her gün yeni bir müjdeyle yerine getirdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yılbaşında asgari ücretten, memur ve emekli maaşlarına kadar tüm kesimlerin gelirlerinde tarihî artışlar yapmıştık. Şimdi yeni adımlarla bu artışları daha da yukarıya taşıyoruz. Kamu işçilerimizin en düşük ücretini 21 bin lira seviyesine yükselttik. Aynı şekilde temmuz ayında memurlarımızın en düşük ücretini 22 bin lira seviyesine getirme sözü verdik. Emeklilerimizin, 7 bin 500 liraya çıkardığımız en düşük ücretlerine ilave olarak bu rakamın üzerindeki maaşları da tekrar düzenleyeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yatırımcı, esnaf ve sanatkârları krediden vergi indirimine kadar pek çok yöntemle desteklediklerini hatırlatarak, “Sosyal yardım rakamlarını güncelleyerek, hiçbir vatandaşımızın mağdur olmamasını sağlıyoruz. Şimdi geliyorum önemli bir yere, Karadeniz doğal gazının sevincini ilk ay tamamen ücretsiz yaparak, bir yıl boyunca da mutfak ve sıcak su kullanımını faturadan düşerek, milletimizle paylaştık. Gabar’da bulduğumuz petrolü, yeni sondaj ve kuyularla daha da arttıracağız. Nükleer santralimize yakıt çubuklarını getirdik. Ülkemizin en büyük güneş enerjisi santralini, en yüksek gövdeli hidroelektrik santralini devreye aldık.”
“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEM İÇİN PEK ÇOK HAZIRLIĞIMIZ VAR”
Savunma sanayii projelerinin, ülkenin önemli gelir kaynakları arasına girmeye başladığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendi otomobilimizi üretmenin gururunu yolda gördüğümüz her Togg’la bir kez daha yaşıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, afetlere hazırlık kapsamında ülkenin en büyük kentsel dönüşüm kampanyalarını yürüttüklerini kaydederek, “İstanbul’da her yıl 300 bin olmak üzere 5 yılda 1,5 milyon konutu yenileyerek şehrimizi bu sıkıntıdan kurtarmakta kararlıyız. Önümüzdeki dönem için de pek çok hazırlığımız var” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ileriki dönemde yapılacak yatırımlara ilişkin videonun izlendiği mitingdeki konuşmasına şöyle devam etti: “14 Mayıs’ı Türkiye Yüzyılı için milat yapmaya hazır mıyız? Bunların dışında daha yüzlerce, binlerce başlıkta ülkemizin gelişmesine katkı sağlayacak projemiz var. İnşallah hepsini de birer birer hayata geçireceğiz. Bay bay Kemal’in böyle projeleri falan olabilir mi? Bunun herhangi bir referansı var mı? Bilhassa kadınlarımıza ve gençlerimize hayallerini hayata geçirebilecekleri bir Türkiye bırakmakta kararlıyız. Bunun için hepimize çok önemli sorumluluk düşüyor. Sandıkta yapılacak hatanın maliyetinin çok ağır olacağını herkese anlatmalıyız.”
“Öyleyse buradan bir kez tekrar edelim mi?” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Pazar günü tercihimizi doğrudan yana yapıyor muyuz? Pazar günü sandıkları patlatıyor muyuz? Pazar günü Türkiye Yüzyılı’na bismillah diyor muyuz? Rabbim hepinizden razı olsun. Şimdi öyle bir haykıralım ki İstanbul’un dört bir yanı duysun. Şöyle elleri bir kaldıralım. Hazır mıyız Bahçelievler? Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.”
Bahçelievler’i çok sevdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu heyecan, bu aşk… Pazar akşamı Bahçelievler’i daha çok seveceğiz. Ankara’dan balkondan sizlere sesleneceğim. Tamam, ona göre. Bak bir yarınımız var. Durmak Yok. Allah sizlerden razı olsun. Yarınınız inşallah bir başka olsun ama Pazar günü bambaşka olsun. Tamam, durmak yok, durmak yok, durmak yok” ifadelerini kullandı.