DOLAR 34,5000 % 0.04
EURO 36,4488 % -0.35
STERLIN 43,7447 % -0.06
FRANG 38,9610 % -0.3
ALTIN 2.908,96 % -0,38
BITCOIN 93.162,04 2.054

BİR BARDAK SOĞUK SU İLE BİR GENÇ KIZIN HAYATI NASIL DEĞİŞTİ?

Yayınlanma Tarihi : Google News
BİR BARDAK SOĞUK SU İLE BİR GENÇ KIZIN HAYATI NASIL DEĞİŞTİ?
0

Edibe Aydın( Kahya) yazdı…

 

Bazen, içten bir duanızı rüzgâr önüne katar, yüzlerce kilometre uzaktaki bir sevdiğinizi korur.

Bazen, olmasını çok istediğiniz bir dileğinizi, çok uzaklarda sizi tanımayan bir insanın düşüncelerine taşır. Hiç tahmin etmediğiniz anda, aklınızda olmayan bir yere gider,  orada daha önce hiç görmediğiniz bir insanla yollarınız kesişir.

Bir bardak soğuk su, aranızda gönül köprüsü olur. Bu köprünün altından akan sular, çevresini yeşertir…

Benim yolum da, oğlumun bir iş için gittiği, Bursa’nın Orhangazi ilçesinde ÇİMEN ile kesişti.

Yalova Termal’deki yazlık evimin bahçesinde oturuyordum. Oğlum yanımdan geçerken, “anne bir isteğin var mı? Ben Orhangazi’ye gidiyorum” dediğinde ani bir karar verdim, “Ben de seninle gelmek istiyorum” der demez, beş dakika içinde kendimi arabanın içinde buldum.

Otuz kilometrelik yolu yarım saatte gittik. Hava sıcaktı ve ben yanıma su almamıştım.

Oğlum arabayı, sözünü ettiği, kalın kerestelerin ve ağaç yığınların olduğu bir deponun önüne park etti. Burası, yerleşim yerinden uzakta bir yerdi. Çevrede ne ev ne dükkan vardı. Beni arabada bırakıp, depoya doğru gitti. Bir süre bekledim. Hava sıcaktı. Arabanın radyosunu dinledim. Hem sıcak, hem can sıkıntısına susuzluk da eklenince dayanamadım. Arabadan çıktım. Çevreye bakındım. Yoldan 15-20 metre uzakta bir kulübenin önünden bir köylü kadının yürüdüğünü gördüm. Bir bardak su isteyebilirim, diye düşündüm.

Kulübeye doğru yürümeye başladım. Sesimin duyulacağı mesafeye gelince ”Kolay gelsin! Misafir kabul ediyor musunuz? dedim.

Ufak tefek, teni güneşten yanmış kadın, bana döndü: ”Buyrun, başım gözüm üstüne geldin” şeklinde cevap verdi.

Bu ifadeyi genellikle Güneydoğu’da  kullanırlar.

Hemen nerelisin? dedim.

Cevabı merak etmedim, çünkü tahmin ediyordum.

”Ufra’nın Siverek ilçesinin bir köyündenim” deyince ben de Urfalı olduğumu söyledim.

Bana bir sandalye verdi. Akıllı bir kadın olan hemşerim, benim ne istediğimi tahmin ettiği için, bana bir bardak soğuk su getirdi.

Bütün aile, yaşamını geniş tek gözlü bu odada geçirdiği için buzdolabı da vardı. Soğuk sudan arka arkaya üç bardak içtim.

Suyu içince, konuşabilecek gücüm oldu. Kulübenin önünde, içi salatalık dolu sandıkları görünce, “Bu salatalıkları siz mi yetiştiriyorsunuz? deyince hemşerim anlatmaya başladı:

-Eşim ve ben yazın mevsimlik işçi olarak buraya geliyorduk. Dört çocuğu köyde bırakıyorduk. Beş yıl önce bu tarlanın sahibi ile tanıştık. Bize “bu evde bedava oturun. Tarlayı da ekin biçin, bana bir tarla kira ödeyin“ dedi. Biz de evimizi Siverek’ten buraya taşıdık. Tarlaya salatalık, patlıcan, biber, domates ekiyoruz. Dört çocuğumla birlikte çalışıp kazanıyoruz. Yazın köydeki akrabalarımızın gençlerini de getiriyoruz. Bu evde 15- 16 kişi kalıyoruz. Sağ tarafta gördüğün salatalık toplayanlar, benim çocuklarım ve yeğenlerim. Tam bu sırada salatalık toplayanların, arasından birisi elindeki salatalık kovasını boşaltıp, bulunduğumuz yere doğru ilerledi. Yanımıza gelince annesine döndü: “Anne, yemek hazır mı? Sandıklar dolunca yemeğe gelelim mi? dedi.

Sonradan adının Çimen olduğunu öğrendiğim bu genç kız, başına bir örtü örtmüş, üstüne de şapka giymişti. Buna rağmen yüzü kıpkırmızı olmuştu. Alnından akan teri kollarına siliyordu. Çünkü elinde eldiven vardı. Merak ettim. Okula gidiyor musun? diye sordum.

Sorumu ÇİMEN değil, annesi cevapladı.

-Edibe Hanım; dört çocuk hepsi okula gidiyorlar. Yazın tarlada çalışıyorlar. Bu para ile kışın defter kitap ve servis paralarını karşılıyorlar. Evde yiyip içtikleri için idare ediyoruz. Çimen liseyi bitirdi. Uludağ Üniversitesi Ziraat Mühendisliğini kazandı. Biz onun masraflarını karşılayamayız. Bu tarlanın içinde oturuyoruz. Elimize biraz daha para geçse şehire taşınırız. Çocuklar okula yürüyerek giderler. Çimen bir yerde çalışıp para kazanacak. Biliyorsun Urfa’da kızları çok okutmazlar. Amcaları da ‘kızı başka şehire yalnız başına göndermeyin’ diyor.

Çimen bu konuşmaları dinledi. Sadece sustu. Ben bu kez soruyu Çimen’e sordum; “Çimen sen okumak istiyor musun?

Çimen‘ in gözyaşı terine karıştı. Bu kez kolu ile gözyaşını silerken: “Hem de çok istiyorum, ama babamın beni göndermeyeceğimi biliyorum.”

Konuşma sırası bendeydi, “Çimen, ben babanla konuşacağım” dedim.

Dediğim gibi de yaptım. Babasına “ben Çimen’in eğitim masraflarını destekleyeceğim. Sizden yardım istemiyorum. Yeter ki bu çocuğun Bursa’ya gitmesine izin verin” dedim.

Çimen okuluna gitti. Azimli bir öğrenciydi. Çok iyi bir derece ile okulunu bitirdi. Ziraat Mühendisi oldu. Kendi ilçelerinde bir devlet kuruluşunda iş buldu. Tarlalarından daha iyi ürün alabilecek yöntemleri de tarlalarında uyguladı. Ailesinin geliri de arttı. Şehirde bir eve taşındılar.

Beni arıyor mu? diye sorarsanız?

Okulu bitirince, ilk iki yıl özel günlerde hatırımı sordu. Ondan sonra aramadı. Facebook sayfasından evlendiğini öğrendim. Allah mutlu etsin…

BİR BARDAK SOĞUK SU İLE BİR GENÇKIZ AYAKLARININ ÜSTÜNDE DURMAYI BAŞARMIŞTI. İnşallah, bütün genç kızlar hayallerine kavuşur, hem kendilerine hem ailelerine yararlı olurlar

YORUM YAP