Muhterem Kardeşlerim…
Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak sizleri bilgilendirelim istiyoruz.
Efendim;
Seadet-i Ebediyye’nin birçok yerinde, kadın erkek karışık Mevlid okumanın günah olduğu bildiriliyor. Burada, Farzın önemi anlatılırken, Mevlid okutmanın nafile ibadet olduğu bildiriliyor. Farzı bırakıp nafileyle meşgul olmanın yanlışlığı açıklanırken, üstelik bir de kadın erkek karışık yapılarak, haram karıştırıldığı vurgulanıyor. Yani haram işlemeye nafile ibadet denmiyor.
Mevlid’deki, “Habibim sana aşık olmuşam” ifadesi caizdir. Şimdi nefsin şehvani arzularına aşk deniyor. Dinde ise, fazla sevgiye denir.
Kadın kadına da Mevlid okunur. Erkekler duyarsa caiz değildir.
Mevlid’de, “Doğdu ol saatte…” denirken ayağa kalkmakta mahzuru olmaz.
Yılbaşı gecesi, toplanıp Mevlid okumak uygun değil. Bu gecede de, her gece ne yapılıyorsa aynı şeyler yapmalı, farklı bir şey yapmamalı.
Mevlid münasebetiyle Peygamber aşırı övüldü. “O da bir beşer [insan] idi. O, ilah değildi, elbette beşer idi, ama “Seyyid-ül-Beşer” idi, bütün insanların efendisi idi. Hiç kimse O’nu Allahü Teâlâ’nın övdüğü kadar övemez. Bu övgüden de ancak başka dinde olan rahatsız olur.
Hatırlatma: Bazı Hıristiyan fırkaları, doğum günü kutlamazlar. Doğum günü kutlamasına yaratıklara tapınmak derler. Selefiyeciler de doğum günü olan Mevlidi bid’at sayar, Peygambere tapmak derler. Bunların, Hıristiyanlarla bu benzer inanışlarında bir sebep olması gerekir.
Hadis-i Şerifte, “Beni övmek ibadettir” buyuruluyor. Resulullah’ı övmek, bid’at değil ibadettir. Mevlid Kandili’nde, Peygamber Efendimizin doğum zamanlarında görülen halleri, mucizeleri okumak, dinlemek çok sevabdır. Kendisi de anlatırdı. Eshab-ı Kiram da bir yere toplanıp, okurlar ve birbirlerine anlatırlardı.
Mevlid okunurken bid’atler işlenmesi, Mevlidi ibadet olmaktan çıkarmaz. Bugünkü şekliyle yapılan Mevlid cemiyetlerinin çoğu bid’attir. Kadın erkek karışık oluyor, hatta teganni yapılıyor. Mevlide Kur’an-ı Kerim’den daha çok öncelik tanınabiliyor. Çalgı eşliğinde okuyanlar da var. Bunları ibadet olarak görmek yanlıştır. Bu yanlışlara bid’at denecek yerde, Mevlid’in aslına bid’at demek yanlış olur.
Nitekim Devir-İskat işine de bid’at diyenler oluyor. Bugünkü yapılış şekli uygun değil diye, Devir-İskat yapmaya bid’at denemez.
Mevlid’e bid’at diyenler, “Bugünkü Mevlidlere çok bid’at karıştırılıyor” deseler doğru olur, ama Vehhabiler işin aslını inkâr ediyorlar. Peygamber Efendimizin övülmesine tahammül edemiyorlar.
Doğum ve Vefat günü
Peygamber Efendimizin doğum günü olan Mevlid Kandili biliniyorsa da, vefat ettiği gün genelde bilinmiyor. Doğum sevinç günüdür, Mevlit Kandili yapıldığı için, çok kimse doğum gününü biliyor. Vefat, üzüntü günüdür. Dinimizde matem yoktur. Vefat gününü anlatıp üzülmeye sebep olunmadığı için çok kimse vefat gününü bilmiyor.
Resulullah Efendimiz, 571 senesi Nisan ayının yirmisine rastlayan, Rebiül-Evvel ayının on ikinci Pazartesi gecesi, sabaha karşı, Mekke’de doğdu. 632’de Rebiül-Evvel ayının on ikinci Pazartesi günü öğleden evvel 63 yaşında vefat etti.
Mevlid Gecesi sevinen, o geceye kıymet veren Müminler pek çok sevab kazanır. Bir Mümin, O’nun doğduğu gece sevinir, malını uygun yerlere dağıtır, ziyafet verir, böylece, Resulullah’a olan sevgisini gösterirse, Allahü Teâlâ onu Cennetine sokar. (M. Nasihat)
Mevlid Gecesinde, Peygamber Efendimiz doğduğu için sevinenlerin günahları affedilir. Mevlid Gecesinde, Resulullah’ın doğduğu zaman görülen hâlleri okumak, dinlemek, öğrenmek çok sevabdır. Kendisi de anlatırdı. Eshab-ı Kiram da, toplanıp anlatırlardı. (Seadet-i Ebediyye)
Dünyanın her tarafındaki Müslümanlar, her sene, Peygamber Efendimizin dünyayı şereflendirdiği geceyi, Mevlid Kandili olarak kutlamakta, bu gece ve her zaman Mevlid kasideleri okunarak Resûlullah Efendimiz hatırlatılmaktadır.
Hadîs-i Şerifte;
“Allahü Teâlâ bir kuluna yazı ve söz sanatı ihsan ederse, Resûlullah’ı övsün, düşmanlarını kötülesin” buyuruldu.
İslâm memleketlerinde Mevlid Kasidelerinin okunması, bu Hadîs-i Şerifteki emre uygun bir ibadet olmaktadır. Mevlid okumaya karşı gelen bir kimse, Resûlullah Efendimizin ve Eshâb-ı Kiram’ın yaptıkları bir şeyi beğenmemiş olduğu gibi, bu Hadîs-i Şerife de karşı gelmektedir.
İbni Battâl Mâlikî hazretleri buyuruyor ki:
“Mevlid Gecesinde sadaka vermek, Müslümanları toplayıp caiz olan şeyleri yedirmek, caiz olan şeyleri okutup dinletmek, salih kimseleri giydirmek, bu geceye hürmet etmek olur. Bunları Allah rızası için yapmak caizdir ve çok sevap olur. Bunları yalnız fakirler için yapmak şart değildir. Fakat, muhtaç olanları sevindirmek daha sevap olur. Zamanımızda olduğu gibi, toplantıda sarhoş edici şeyler kullanılırsa, kadın erkek karışık olursa ve şehveti tahrik eden şiir ve şarkılar okunursa, çalgı, ney, dümbelek gibi lehv aletleri çalınırsa, çok günah olur.”
Böyle haram şeyleri, ibadet olarak ve ibadet arasında yapmanın günahı kat kat ziyade olur. Böyle haramlara, “İslâm müziği” diyenlere aldanmamalıdır.
Abdil-Melik Kettânî hazretleri de buyuruyor ki:
“Mevlid günü ve gecesi, Mübecceldir, Mukaddestir, Mükerremdir. Şerefi, kıymeti çoktur. Resûlullah Efendimizin varlığı, vefatından sonra, O’na tabi olanlar için, kurtuluş vesilesidir. O’nun Mevlidi, doğumu için sevinmek, Cehennem azabının azalmasına sebep olur. Bu geceye hürmet etmek, sevinmek, bütün senenin bereketli olmasına sebep olur. Mevlid gününün fazileti, Cuma günü gibidir. Cuma günü, Cehennem azabının durduğu, Hadîs-i Şerifte bildirildi. Bunun gibi, Mevlid gününde de azap yapılmaz. Mevlid Geceleri sevindiğini göstermeli, çok sadaka, hediye vermeli, davet olunan ziyafetlere gitmelidir.”
Haram işlenen, haram bulunan toplantılara gitmemeli, haram işlemekten ve haram işleyenlerin arasına karışmaktan ve ibadetlere haram karıştırmaktan çok sakınmalıdır.
Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)