Mahalle aralarında, caddelerde ve sokaklarda araçları park edecek yer yok. Yollar araba seli gibi olmuş. Yollarda ki araçlar trafik yoğunluğu nedeniyle adım adım ilerliyor.
Akaryakıt fiyatları sürekli olarak yükseliyor ama, trafikte araç sayısı hiç azalmıyor. Bilakis araç sayısı sürekli olarak artıyor. Yani kısacası Akaryakıt fiyatları ne kadar yükselirse yükselsin, araç sahiplerini hiç mi hiç etkilemiyor.
Herkes akaryakıt fiyatlarından şikayet ediyor ama, hiç kimse keyfinden feragat edip, toplu taşıma araçlarını kullanmıyor. ” Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu”… Hiç kimse lüksten vazgeçmiyor. Hiç kimse rahatlığından ödün vermiyor. Ondan sonra da petrol fiyatlarındaki artışlardan şikayet ediyor. Petrol fiyatlarındaki artışları bahane ederek çığırtkanlık yapmanın bir anlamı yok. Brent petrol fiyatları yükseldikçe doğal olarak ülkemizde de petrol fiyatları yükseliyor. Bunun başka bir açıklaması olamaz. Bunu anlamamak için cahil olmak lazım.
Ama maalesef birileri bu durumdan nemalanıyor ve ortalığı ayağa kaldırıyor ayrıca ortalığı bulandırıyor. Nasıl olsa çamur at izi kalsın mantığı ile siyaset yapıyor birileri. Hangi hükümet olursa olsun, hangi siyasi parti iktidara gelirse gelsin, petrol fiyatlarındaki artışlara dur diyemeyecektir. Bunu anlamamak için cahil olmak, ya da aptal olmak lazım.
Mevcut akaryakıt fiyatları;
İstanbul Anadolu Yakası’nda bir litre benzin fiyatı: 36,616 TL
istanbul Anadolu Yakası’nda motorin litre fiyatı: 40.06 TL
İstanbul LPG litre fiyatı Anadolu Yakası’nda 18,08 TL
Uzun yıllar yabancılarla çalıştım. Onların yaşam standardını ve yaşam biçimlerini yakinen gördüm. Yabancı ülkelerde insanlar bisikletle işe gidiyor artık. Bakanlar, hatta başbakanlar bile bisikletle, ya da toplu taşıma araçları ile seyahat ediyorlar. Bunun örneklerini çok gördük. Peki bizde öyle mi?
Maalesef ülkemizde öyle değil. Herkesin altında bir araba. Hatta bazı evlerde bir kaç araba. Sonra şikayetçi ol ekonominin gidişatına. Evet ülkemizde büyük bir ekonomik kriz var. Bunu en yakinen bilenlerden ve en yakın takip edenlerden birisi olarak rahatlıkla ifade ediyorum ki, vatandaşlarımız son yıllarda ekonomik anlamda çok büyük krizler ve çok büyük sıkıntılar yaşıyor. Vatandaşlarımızın son yıllarda satın alma gücü eskisi gibi değil. Milyonlarca insan geçinmekte çok zorlanıyor. Hem zorlanıyor, hem de faturalarını dahi ödeyemiyor.
Bir de madalyonun öteki tarafı var…
Bir tarafta geçinmekte zorlanan bir kesim var. Bir tarafta da bir eli yağda bir eli balda hayat süren bir kesim var. Bir tarafta evine bir ekmek dahi götüremeyen, evine bir kilo et alamayan, çocuklarına ve hanımına harçlık bile veremediği için intihar eden babalar var. Bir tarafta da, “Vur patlasın çal oynasın” ,” Değmeyen keyfime ” düşüncesiyle hayat yaşayan belli bir kesim var.
Şimdi akaryakıt zamlarına geri dönelim.
Tüm dünyada akaryakıt fiyatları sürekli olarak artıyor. Brent petrol fiyatları yükseldikçe, doğal olarak ülkemizde de petrol fiyatları yükseliyor. Önümüzde ki günlerde petrol fiyatları daha da yükselecektir. Hem dolar ,hem de petrol fiyatları sürekli yükselecektir. Kesinlikle bundan kaçış yoktur. Hatta ve hatta çıkış yolu da yoktur.
Bazı marketler ve bazı esnaflar petrol fiyatlarındaki artışları bahane ederek, sürekli olarak fiyatları yükselterek, zamlı yeni raf etiketlerini raflara yerleştiriyorlar. Aslında raflara mı, yoksa vatandaşımızın cebine mi yerleştiriyorlar onu bilemiyoruz. Zaten her zaman vatandaşımıza yerleştiriyorlar. Ezilmeye mahkum olan vatandaşımız, daha da eziyet çekmeye devam ediyor. Atalarımızın dediği gibi, ” Garibin çilesi ölünce biter “…
Saygılarımla!
Ayhan Yalçın
Gazeteci, Köşe Yazarı , 2019 seçimlerinde Kandıra Belediye Başkan Aday Adayı, Sivil Toplum Lideri, Siyasetçi , İşletmeci, Satış Pazarlama uzmanı, Yaklaşık 50 farklı alanda eğitim ve sertifika sahibi, Eğitimci, Danışman, Genel Müdür, CEO