İnsanlıkla yaşıt, birçok hastalığın anası, hayat enerjimizi negatife çeviren ve çağımızın en yaygın illeti! Bireyin kendisini rahatsız eden bir ortamda organizmanın verdiği tepki; stres. Uzmanlarına göre: Kontrol altında tutulduğunda hayatı daha üretken hale getirmek için motive edici bir etken olabiliyor, aşırı derecede yaşanıldığında zihinsel, ruhsal ve hatta fiziksel açıdan sağlığı olumsuz yönde etkileyen bir tehdide dönüşebiliyor.
Ev ve iş hayatındaki olumsuzluklar, çocuklar, borçlar, kalabalık, trafik, monoton hayat, aşırı hareketsizlik, korku, huzursuzluk, kötü beslenme, sıcak, soğuk, üzüntü, gürültü derken bu kadar koşturmaca arasında kendimize, hobilerimize ve en önemlisi sevdiklerimize yeteri kadar zaman ayıramamak gün geçtikçe artan bir stres faktörünün oluşmasına zemin hazırlıyor.
Stresin hepsi kötü değildir. Olumlu olan stres, hoşa giden aktivitelerin getirdiği yaşamsal zorluklardan kaynaklanır. Buna üniversiteyi kazanmak, duygusal bir ilişkiye başlamak, yaşadığımız çevreyi değiştirmek gibi örnekler verilebilir. Bu olumlu durumların yarattığı stresle başa çıktığımızda olgunlaşırız, öz güvenimiz artar, bu da stresin hayatımıza getirdiği olumlu etkilerdendir.
Olumsuz stres ise; uyum sağlamamız gereken hoşumuza gitmeyen durumlar olduğunda yaşadığımız strestir. Buna örnek olarak; ölüm, problemli ilişkiler ve çok fazla iş yükü verilebilir. Stresle sürekli ama etkisiz bir mücadele sonuçta tükenmişliği getirir.
Bazı kişilerde yaşamsal değişiklikler strese sebep olabilir. Bunlar; a) çevresel, (fiziksel çevre değişikliği, gürültü), b) sosyal, (aile ve arkadaşlardan ayrılma, yeni bulunduğumuz sosyal ortamı ve statüyü kabullenme, sosyal çevreyi tanımamanın getirdiği zorluklar), c) kişisel, (kendimize güvensizlik, başarısızlık, problemli duygusal ilişkilerimiz), d) fiziksel durumumuz(hastalık, yaralanmalar) olabilir. Stres kaynakları belirgin ya da gizli olabilir. Belirgin olduğu durumlarda, alarm reaksiyonu ile stres kaynağı arasındaki ilişki farkedilir. Gizli olduğu durumlarda ise, stres belirtileri ortadadır fakat sebep bilinmemektedir.
Stres belirtileri üç başlık altında toplanabilir:
1)Fiziksel belirtiler; çarpıntı, baş ağrısı, soğuk ya da sıcak basması, mide bağırsak bozukluğu, sindirim bozukluğu, nefes darlığı, ellerde titreme, gürültüye ve sese karşı aşırı duyarlılık, uykusuzluk, aşırı ya da düzensiz uyku, bitkinlik, boyunda, ensede, belde, sırtta ağrı gerginlik, kasılma, eklem ağrısı ve mide krampları,
2)Duygusal belirtiler; huzursuzluk, sıkıntı, gerginlik, neşesizlik, duygusallık ve aşırı kaygılı olmak,
3)Zihinsel belirtiler; dikkatte azalma, unutkanlık, organize olamamak, zihin karışıklığı, ilgi azalması, matematik hataların artması, zihinsel durgunluk, sosyal hayatın yoksunlaşması, olumsuzluklar üzerine odaklanmak ve karasızlık.
Stresle başa çıkma; Bireyin çevreden ya da içten gelen baskıları önleme mücadelesidir. Çoğumuz stresle başa çıkabilmek için olumsuz yöntemler kullanırız. Örneğin; alkol, uyuşturucu, kafein alma, sigara içme ve maddenin kötüye kullanımı… vb gibi. Daha doğru başa çıkma yöntemleri için işin uzmanlarından yardım almak en doğru başa çıkma yöntemidir.Bu yöntemlerden bazıları aşağıda belirtilmiştir.
Aşırı stres altındaki kişilerde yeme-içme de dengesizlik, uykusuzluk, huzursuzluk, asabilik, iştah azalması veya aşırı artması, bağımlılıkların artması, konsantrasyon eksikliği, isteksizlik, sürekli yorgunluk… vb gibi kişinin iş ve sosyal yaşantısını olumsuz etkileyecek belirtiler de görülebiliyor. Yapılan deneyler sonucunda: Vücudun yoğun ve uzun süreli stres altındayken; adrenalin ve stres hormonları salgıladığını bu hormonların da kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, mide ülseri, gut hastalığı, iktidarsızlık, bağışıklık sisteminin zayıflaması, gibi sağlık açısından risk oluşturabilecek problemler meydana getireceği anlaşılıyor.
Strese çok maruz kalan kişilerde görülen normal olmayan durumlar şöyle sıralanabilir. Hızlı konuşurlar, el-kol hareketleri yaparlar, daima hızlı hareket ederler, kendilerine çok ehemmiyet verirler, kendilerine aşırı güven duydukları hissi bırakırlar, devamlı gerginlik içindedirler, daima hırslı ve telaşlıdırlar, alıngandırlar, küçücük hadiselere bile sinirlenirler, zamanları hiç yoktur, her anları doludur, karşısındakinin sözünü hep keserler.
Strese neden olan faktörleri tamamen ortadan kaldırmak mümkün olmasa da, onunla mücadele etmenin yolları mevcuttur. Uzmanlar stresle başa çıkmanın en etkin yollarını şöyle sıralıyorlar: Bahçe ile uğraşmak, fotoğrafçılık, yüzme, yazma, bulmacalar, yoga, kitap okumak, müzik, sevdiklerinle sohbet, açık havada dolaşmak vs. Strese karşı yapılacak en iyi şeyin; bir hobi sahibi olmak olduğunu da yine uzmanları söylüyor.
Uzmanları, strese karşı dayanıklı olabilmemiz için şunlara dikkat etmemizi önermekteler: Hoş görülü olmaya, sabırlı olmaya, fazla alıngan olmamaya, olur olmaz şeylere sinirlenmemeye, günlük işler arasında en az 5-10 dakika kadar kafa dinlemeye, beslenmeye dikkat etmeye, sigara ve içki içiyorsa içmemeye, spor yapmaya. İşten gelince ılık suyla duş yapmak da bedeni ve ruhu oldukça rahatlatır. Ve bütün bunları yapmayı da kişi kendi kendine telkin etmelidir.
Yapılan araştırmalar: Maneviyatı yüksek dindar kişilerin, maneviyatı olmayan kişilere göre streslere karşı çok daha dayanıklı olduğunu göstermiştir. Sonuç olarak; İslamiyet’in emirlerini yerine getiren kişilerin stresleri daha az olmaktadır. Çünkü: İslam dininin istediklerinden bazıları, strese karşı dayanıklı olma tedbirleri gibidir. Yani, Yaradan dinine inananların stresi asgari düzeyde yaşamasını dilediği için: Müslüman’a sabırlı olmasını, herkesle iyi geçinmesini, tevekkül etmesini, hakkı gözetmesini, yalan söylememesini, herkese güler yüz göstermesini, affedici olmasını, kanaatkâr olmasını, paylaşabilmesini, güzel ahlaklı olmasını, yalnızca Kendisinden korkmasını emretmektedir. Yaşam biçimi bu olan kimselerde tabii ki stres de asgari seviyede olacaktır. ESEN KALINIZ.
Abdullah HAKTANKAÇMAZ
[email protected]