Ali Pehlivan yazdı…
1) Devletin temel hedefi gençlerin çalışma hayatına erken yaşta başlamalarını sağlamak olmalıdır. Sosyal güvenlik sistemini ayakta tutabilmek için emeklilik yaşının yükseltilmesinden daha verimli olacak olan şey, gençlerin iş hayatına başlama yaşı ortalamasını 25’den 20’lere çekmek olmalıdır.
2) Gençlerimizin en az %70’inin Lise düzeyindeki eğitimini tamamladığında meslek sahibi olarak çalışma hayatına başlaması gerekir.
3) Üniversitelerdeki bölümlere paralel olarak Lise düzeyindeki bütün okulların kategorize edilmesi şarttır. (Ticaret Lisesi, Adalet Lisesi, Ziraat Lisesi, Güzel Sanatlar Lisesi). Bunu yaparken de ‘ne kadar ekmek, o kadar köfte’ prensibi gereğince söz gelimi ne kadar Ziraat Mühendisi ihtiyacı varsa, o oranda Ziraat Lisesi mektepleri açılmalıdır. Burada önemli olan husus şu ki; Ziraat Fakültesi’ne gitmenin tek yolu Ziraat Lisesi’nden, Hukuk Fakültesi’ne gitmenin tek yolu Adalet Lisesi’nden geçmek olmalıdır.
4) Eğitimde başarısız öğrenci yoktur, ilgisiz öğrenci vardır. Öğrenci zeka yapısına ve kabiliyetine uygun olmayan bir derste başarılıyken, uygun olan başka bir derste başarılı olabilmektedir. Öyleyse yapılması gereken şey; ilk 4+4’lük süreçte öğrenciye bütün bilim dalları temel düzeyde ve eşit şekilde öğretildikten sonra, zeka yapısı ve kabiliyetine uygun olan bir alana yönlendirilmelidir. Bu yönlendirmeyi yapmadan önce, öğrenci bilimsel metotlara uygun olarak çok iyi bir şekilde gözlenmeli ve bununla ilgili her öğrencinin kayıtları tutulmalıdır. Öğrencinin Lise’ye geçiş sürecinde, öğretmenlerinin verdiği kanaat etkili olmalıdır.
5) Bahse konu Liseler içinde, İş Gücü piyasasında daha çok karşılığı olması hasebiyle de nicelik olarak en fazla ‘Mühendislik ve Teknik Bilimler Lisesi’ olmalıdır. Bu Lisede okuyan öğrenci başarı düzeyine göre; ya vasıflı eleman olarak Liseden sonra iş hayatına başlayacak, ya da Yüksek Okul ve Fakülte düzeyinde eğitim hayatına devam edecektir. Burada önemli olan şey eğitim sürecinin birbirini pekiştirerek ilerlemesidir.
6) Eğitimde rehberlik hizmetlerinin ‘STATÜ’ odaklı yapıldığını kaygıyla takip etmekteyim. Bakıyorum memleketimizin zeki çocuklarını makam mevki sahibi olabileceği alanlara yöneltiyoruz. Halbuki böyle zeki ve başarılı öğrencileri BİLİM İNSANI olması konusunda teşvik etmeliyiz.
7) Bilhassa Fen Bilimleri alanında TEMEL BİLİMLER LİSESİ kurulmalı ve memleketimizin en zeki çocukları ileride Fizik, Kimya, Matematik alanında Bilim İnsanı olması yönünde yetiştirilmelidir. Şunu açık-seçik ifade etmeliyim ki, İİBF Fakültesindeki bir Pazarlama veya Yönetim Bilimleri Profesörünün medeniyetimizin yükselmesi yönünde sağlayacağı çok fazla bir katkısı yoktur. Bu husus zamanla daha net anlaşılacaktır.
8) Bilhassa Meslek Liseleri Büyük Şehirlerde ve Sanayi yoğun bölgelerde olmalı ve Lise düzeyinde okuyan öğrenciler, okul süreci boyunca okuduğu bölümün mahiyetine göre bir KURUMA zimmetlenmelidir. Haftanın 3 gününü okulda geçiren talebe, diğer 3 gününü de kayıtlı olduğu Kurumda geçirmelidir. Böylece gençler çalışma hayatına hem daha çabuk uyum sağlayacaklar hem de daha erken olgunlaşacaklardır…