DOLAR 35,4431 % 0.27
EURO 36,3540 % -0.47
STERLIN 43,2827 % -0.6
FRANG 38,6680 % -0.24
ALTIN 3.064,70 % 1,06
BITCOIN 94.770,57 0.097

EMEKLİLER ÜZERİNDEKİ MADDÎ ve MANEVÎ ÇÖKÜNTÜ

Yayınlanma Tarihi : Google News
EMEKLİLER ÜZERİNDEKİ MADDÎ ve MANEVÎ ÇÖKÜNTÜ
0

“Emekliler, aslında sosyal hayatın en kıymetlileridir.” hükmü, bana ait değildir. Kamu kanaatini, Efkâr-ı umûmiyenin kanaatini belirtmektir benim işim.

Bu kesim, tolumun inkişafında gerekenleri yaptıktan sonra emeklilik mevkiine terfi etmiştir. Hal böyleyken hâlâ haklarında kendilerini memnun bir safhaya, sahaya çekecek ciddi bir muameleye tabi tutul muş değiller. Bu d emeklileri toplumun en köhnesi olduklarını fikrine tabi kılıyor, hayatlarındaki en sevinçli olmaları gereken dönemlerini hazin ve hüsran içinde yaşamak zorunda kalıyorlar. Hatt-ı zâtında emeklilik kavramı kanaatimce ithal bir kavramdır. Kelime üzerinde değil kavram üzerinde duruyorum. Hafta tatili de böyle bir şeydir. Hafta tabilinin, cuma günü olmasını isteyenler, cumaya dair âyetlerden haberi olmayanlardır. Bu âyetler, Cuma sûresine aittir, mealleri, “9: Ey iman edenler! Cuma günü namaz için ezan okunduğunda hemen Allah’ı anmaya koşun; işi, alışverişi bırakın! Eğer bilirseniz sizin için hayırlı olan budur. 10: Namaz tamamlanınca artık yeryüzüne yayılabilir ve Allah’ın lutf u kereminden rızkınızı temine çalışabilirsiniz.” Buradan anlaşılana göre Cuma namazı kılınması için 24 saatlik Cuma gününün tatiline dair bir anlam çıkmıyor. Namazı kıl, bitince işine devam et. Tatil yok, vesselâm. Tatil, idarî bir tasarruf olmaktan öteye bir iş değil, anlaşılan budur. Bu açıklıklara rağmen, işin tarihi tarafına da değinmek gerekirse bilgiler şöyledir: Tarih, milattan önceye kadar kadim. Varlığı MÖ’ye kadar uzanan bu uygulama, Milattan önce 13. yılda, Roma ordusunda, 20 yıl çalışan askere maaş bağlandı. İngiltere’de, Savaşlarda sakat kalan askerlere 1592’de maaş bağlanmaya başlandı.

“EMEKLİLİĞİN KISA TARİHİ

Emeklilikle ilgili en eski bilgiler Roma dönemine aittir. Milattan Önce 13’te Roma ordusunda 20 yıl görev yapan askerlere emeklilik maaşı verilmeye başlandı. İngiltere’de de parlamento 1592’de savaşlarda sakat kalan askerlere maaş bağlamaya başladı. Avrupa’da, 1684’te, sivil bir liman yetkilisi emekli maaşına bağlandı. Bismarck, Avrupa’da emeklilik sistemini 1889’da müessisi durumuna geldi. Bu esnada yaş haddi 70 idi. 1891’de ortalama ömrün vasat süresi 40 yaş iken Bismarck, malullük ve yaşlılık sigortası sisteminin yürürlüğe soktu. Almanya, Bismarck’ın 70 yaş haddini, 1916’da 65’e indirdi. Bu keyfiyet tavizsiz bir vaziyette hâlâ meriyettedir. 1875’te Amerika’da özel sektörün, kendi personeline emeklilik sistemini işlettiği biliniyor.

Emeklilik konusunda, Osmanlı uygulamaları farklıydı. Askerlere, âlimlere ve bürokratlara yaşlılıktan, sakatlıktan veya hastalıktan vazife ifa edemez hale geldiklerinde, mütekait olunca, hazineden veya dirliğin gelirinden emekli maaşı tahsis edilirdi. Bunun için ilk kez, 1806’da askerlere emeklilik maaşı düzenlemeleri için 1806’da “Askerî Emekli Sandığı” kurulmuştur.

Cuma tatili konusuna dönersek tarihimizde ilk kez,1839’dan sonra bu uygulamayla karşılaşıyoruz. Millî mücadelenin zaferle bitmesini takiben 2 Ocak 1924 tarihinden itibaren Bizde de cuma günü resmî tatil sayılmıştır.  Burada, Osmanlıdan tevarüs etmesi gereken Cuma tatilinin kesintiye uğramasının sebeplerini bilmiyorum. Bu uygulama çeşitli gerekçelerle kaldırılarak 1 Haziran 1935’ten sonraki ilk pazar günü resmen tatil uygulamasının ilk gün oldu.

Emeklilerle ilgili birkaç söz edecekken nerelere geldim. Toparlarsak emeklilerin kaffesinin, geçinme endeksinin üstünde tutulması gerekirken altındadır. Bu yetmiyormuş gibi bir de manevî çöküntüye maruz bırakılıyorlar. Emeklilerin maaş tahsisi tablosundaki ibâreyi okuyanlar şaşırıyorlar. Niçün acep? Emekli aylığı aldıklarına kânî olduklarından “YAŞLILIK AYLIĞI “ibâresiyle karşılaşınca çöküntüye duçar oluyorlar, emekli, kendinin hiçbir işe yaramayacağına dair, bir tür inandırılıyor, kendini, tamamen bakıma muhtaç biri gibi algılıyor, bu şekilde olunca da “Devlet bizim ölmemizi, kendi varlığı için daha faydalı görüyor.” düşüncesine kapılmaktan kendilerini alıkoyamıyorlar. Hele hele asgarî ücret altında “Emekli maaşları uygulaması.” emekliyi çileden çıkarmaya yetiyor. Hele, hâlâ bir çözüme kavuşturulamamış emlak kiralarındaki fuhşiyatın tenzili sağlanamamışken kirada yaşamak zorundaki emekliler ne yapmalı? “Nasıl olsa hırsızın elinin, kolunun kesilme devri geçti.” diyerek hırsızlığa mı başlamalı? Basit bir misal vermek icab ederse yanında onlarca, belki yüzlerce, binlerce sigortalı çalıştırmış emeklinin “Emekli maaşının” emekliliğine sebep olduğu SSK emeklisi kadar bile olmayışı, bağ kur emeklilerini ne kadar müteessir etiğinin kimse farkında değil mi? Bağ kur emeklisine, çok yazık değil mi? “Adalet mülkün temelidir.” “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.” hükümleri doğruysa inanıyoruz ki bunlar doğrudur. Öyleyse bu mevzuda yapılan uygulamalar yanlıştır. Atalarımızın meşhur” Sehv hesap, bağdat’tan döner.” sözüne uymalı değil miyiz? Buradaki “bağdat” kelimesinin “Bağdat” şehri olmadığını, adaletle ilgili bir kavram olduğunu bildiğimden, özel isim imlâsını, bilerek kullanmadığımın da bilinmesini isterim.

Şakir Albayrak, 11.01.2025,17.42, Çekmeköy.  

YORUM YAP