“Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla”
Hamd, Alemlerin Rabbi Allah’a salât ve selâm Efendimiz Hazreti Muhammed (Sallalahu Aleyhi ve Âlihi ve Sellem)’e Âl-i Âbası, Ehl-i Beyti ve Ashâbı üzerine olsun.
***
Hz. Ebu Talib (r.a.) Hayatında hiçbir zaman puta tapmamış ,şirke düşmemiş, Peygamber efendimize Peygamberlik ve İslam dini tebliğ görevi verildiği zaman Allah ve Resulünün tebliğ ettiği İslam dinine hizmet için iki evladını canıyla malıyla ömrünün sonuna kadar göğsünü siper ederek feda etmiş , Peygamber efendimizin (s.a.v.) duasını almıştır. Bu İslam fedaisi ,hakkında birçok övgüyle bahs edilen Allah’ın aslanı Hz. Ali’nin babası ve Efendimiz (s.a.v.)’in öz amcasıdır.
Efendimiz (s.a.v.)’in nesli paktır hiçbir amcası müşik değildir .(Ebu Leheb Efendimizin öz amcası değildir. Arap kültüründe evlatlık ve üvey evlatlar da öz evlat gibi kabul ediliyordu. Bu durum kitaplara amcası diye söylendiği yazıldığı için toplumda amcası diye bilinmektedir.
Ebu Leheb Efendimiz Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) ’in öz amcası değil dedesinin evlatlığıdır.!.!
Uri Rubin, Hassân b. Sâbit’in bu olayla ilgili olarak söylediği bir şiirini delil gösterip Ebû Leheb’in Abdulmuttalib’in gerçek çocuğu olmadığını, annesinin Abdulmuttalib’den önce Lihyânlı biriyle evlendiğini ve onun bu evlilikten doğduğunu yazmaktadır. (BSOAS, XLII, 15)
Hazreti Muhammed (Sallalahu Aleyhi ve Alihi ve sellem)’ kendi nesebi ile ilgi buyurdular ki:
“İnsanlar iki kısma ayrılsa, Allâhü Teâlâ Hazretleri beni onların en iyisi ve seçilmişinde bulundururdu. Ben câhiliyet sefâhet ve safaleti bulaşmadan ana-babamdan dünyâ ya getirildim. ”
Rasûlullâh (Sallalahu Aleyhi ve Alihi ve Sellem) Hazretleri Âdem (Aleyhisselâm) dan kendisine kadar gelen bütün babaları, ister cahiliyet devrinde, ister cahiliyet devri hâricinde olsun, tümü mü’min ve temiz kimselerdi. ( 1)
Rabbimiz bu yanlış inanç ve adeti ortadan kaldırmak için evlatlığı Hz. Zeyd’in boşadığı hanımı Hz. Zeyneb’i (r.a.) Peygamber Efendimize (s.a.v.) ayet ile nikahladığını emr etmiştir.”
”..Derken Zeyd, eşinden ilişiğini kesince biz o kadını sana eş ettik, bu da, oğul edinilen kişiler, eşlerinden ayrıldıkları zaman onların bıraktıkları kadınları inananların almalarında bir beis olmadığını bildirmek içindi ve Allah’ın emri yerine gelmiş oldu.”(Ahzâb Suresi 37)
Fakat yazık ne ki İslam’ı anlattığını zanneden birçok kişi kötü örnek vermeye ihtiyaç duyduğu anda (”Peygamber kendi amcalarına bile bir şey yapamadı!) Efendimizin Amcalarının imanı ,kişiliği ile geçmişten günümüze kadar bilerek veya bilmeden imanı üzerinden aynı zamanda Peygamber efendimiz de (s.a.v.) itibar suikastı yapılarak kötülenmeye çalışılmaktadır..
Sanki dünyada başka kötü örnek gösterilecek zalim gaddar hain, insanları haksız yere katleden, kafir müşrik hiç kimse kalmamış gibi ”Ebu Talip imansız öldü ,iman etmedi. Peygamber efendimizin amcası olmayan Müşrik Ebu Leheb i de arkasına takarak iftiralara dayanak yapıp kötü örnek olarak gösterip ve bu yolla da dolaylı olarak Peygamber efendimi aşağılamaya yönelik bir algı oluşturulmaktadır.(”Peygamber kendi amcasına bile bir şey yapamadı!) v.b. ) gibi sürekli gündemde tutarak tartışma konusu yapılmaktadır.
Oysaki Ebu Leheb Paygamber efendimizin öz amcası değildir dedesinin evlendiği Lihya’lı bir hanım yanında gelen üvey evlatlıktır.
Tebbet süresinde Ebu Leheb ile cehennemlik olduğu bildirilen Ebu Leheb’in hanımı da Ebu Süfyan’ın öz ablası Ümmü Cemil dir .Ebu Süfyan’nın öz ablası ve Muaviye’nin öz halasıdır.
Bu dillendirilmemekte yazılmamakta söylenmemektedir. Emevi ailesinin itibarı sarsılmasın diye herhalde..!
Bir çokları Hz. Ebu Talib’in (Allah’a sığınırız) imansız dünyadan göçtüğüne inanmaktadır.
Ama Ehl-i Beyt evlatları ve ehli hak ilim adamları onun mü’min olarak dünyadan göçtüğü hususunda asla şüphe etmemişlerdir.
***
İslam araştırmacılarına göre Ebu Talib’e istinat edilen bu asılsız iddialar, Beni Ümeyye’nin, Hz. Ali’ye (k.v.) olan düşmanlığı yüzünden uydurulmuştur.
Bazı insaflı Ehli hak islam alimleri Ebu Talib’in imanını ispat etmek için birçok kitaplar, makaleler ve risaleler yazmışlardır. Böylece muhaliflerin ithamlarına cevap vermişlerdir..
Bu yazımızda bu yalan yanlış art niyetli iddialara cevap vermeyeceğiz.
Hz.Ebu Talib’i (r.a.) evladı Hz. Ali (k.v.) nin divanından onun dilinden dinleyelim.
***
BABAM ABDU MENAF BİN ABDULMUTTALİP İBN-İ HAŞİM (R.A.)
“Babam Ebû Tâlib, kurtuluş talep edenlerin koruyucusu, yağmura hasret kimseler için bereketli bir yer ve karanlıkta kalanlar için bir nûr idi.”
“Her türlü kötülüğe sebep olan şeylerden ve kötü sözlerden, sakındı.
İffet ve nezâhate riâyetle yüksek yerler edindi.”
“Kerim olan nefsini kötü durumlardan korudu.
Yükseklik dışında kalan şeylerden çekindi.”
“Cahil veya bir çocuk, hafif meşreplik gösterdiği zaman hilim ve vakarla karşılık vererek yol göstericilik yapardı.”
“Olgunluk yaşının yumaşaklığına sahiptir.
Cesarette ihtiyatlı davranır.
Dış görünüşte himmeti görünmese de aslında basiret sahibidir.”
“Onun yüzünden sular berraklık ve arılık kazanmıştır.
Değer bakımından da sular yine ondan dolayı kıymet kazanmıştır.”
“Zamanın ve devranın olayları karşısında sabır gösterir.
Kalpte gizli olan durumları ketm etmeğe çalışır, böylece idare cihetine gider.”
“Bütün himmetlere galip gelen bir himmeti vardır.
Ay, nasır ki en yüksek ışık noktasına ulaştığında diğer yıldızları bastırırsa o da aynı şekildedir.”
“Faziletinden dolayı komşularına karşı gösterilmesi gereken hak ve hukuku gözetler.
Ahd ü vefaya riâyet eder.”
“Ey baba, Hazret-i Peygambere yardım’ etmekte bana sabrı tavsiye ettin.
Allah’a yemin ederim ki ben bu sözden hiç bir zaman ayrılmadım.”
“Fakat benim istediğim şey benim nusret ve yardımımı görmüş olmandır.
Biliyorsun ki ben, hiç bir zaman senin emir ve tavsiyelerin dışında hareket etmedim.”
“Benim bütün gayret ve çabam Hazret-i Rasûlullâh sallallâhü aleyhi ve sellem’in başarılı olması içindir.
Hidayete vesile olan elçiye küçükken de, büyükken de yardım etmekten geri kalmadım.”
“Babanın sana yapmış olduğu tavsiye ve öğütleri tutmağa çalış.
Çünkü babasının tavsiyelerini dinleyen kimse zarar görmez.”
“Senin yokluğun, gayret ve himmet sahibi kimseler için bir yıkım oldu.
Sen Muhammed Mustafa’nın en hayırlı amcası idin.”
“Geceleyin akşamdan sabaha kadar daima inler ve ağlarım.
Çünkü dünyadan o büyük reisimiz, serdarımız ve ihtiyarımız (şeyhimiz) gitti.”
“O şeyh ve reis diye adlandırdığımız babam, Ebû Tali’dir ki fakirlerin ve yoksulların sığınağı idi.
Sabırlı, halim ve mütevazı olmasına rağmen yüksek atalarına yakın olan evlattan değil idi.”
“Ebû Talip’in bu dünyadan gitmesiyle idarede açılan gediği Beni Hâşim kanattı.
Işığın kısılmasına müsaade ederlerse sönüverir.”
“Kureyş kabilesi, Ebû Talip’in Hakk’a yürüyüşüyle sevinç ve neşe duydu.
Oysaki dünyada hiç kimsenin baki kaldığı görülmemiştir.
Bugün onun ölümüne sevinenler, yarın kendileri de öleceklerdir.”
“Kureyş kabilesi, her hususta gösterdikleri şeytanî akıl ile hareket ederler.
Fakat buna rağmen doğru yolu bulmamış, dalâlet ve küfür içinde yüzmektedirler.”
“Zaman zaman boğazımda acılık duyarım ki bana makam ve mevkiini kaybeden insanların hissettiği acıdan daha ağır gelir.”
“Bir kimseyi görmedim ki kendi kusur ve ayıplarıyla meşgul olsun.
Böyle bir kişi dış görünüşteki güzel şeylere bakmaksızın gözlerini insanların içinde bulunduktan durumlara dikmiştir.”
“Dünyada hiç kimse insanların dilinden kurtulmamıştır.
Çünkü insanlar daima birbirlerinin dedikodusuyla meşgul olmuşlardır.”
“Ey gözümün nuru! Cömertlik, göçüp giden iki insana helâl olsun.
Bu dünyada onların bir benzerini göremezsin.”
“Bunlardan birisi Mekke’nin efendisi olan Ebû Tali’dir. Diğeri de kadınlardan ilk namazı kılan Hatice’dir.”
“Temiz tabiatlı bir insan olan Hazret-i Hatice’nin huy güzelliği Cenâb-ı Hakk tarafından verilmiş ve kendisine fazilet bahşedilmiştir.”
“Onların Hakk’a yürüyüşleri bana aydınlık olan gündüzü gece yaptı.
Beni zahmet ve sıkıntılar içinde bırakarak, üzüntümü sonsuz hale getirdiler.”
“Allah rızası için İslâm’ın yayılmasına yardımcı oldular.
Verdikleri sözü tutarak dine karşı gelenlerle mücadele ettiler.”
“Bir kul ki büyük olan Allah’a itaat eder ve onun emirlerini tebliğ eden Hazret-i Rasûlullâh sallallâhü aleyhi ve sellemin ardından gider.”
“Allah’ın esenliği birbir onun üzerinde olsun.
Sabah akşam ve esenlik ve mutluluktan uzak kalmasın.”
“Dosdoğru yolu tutarak adâlet ve hakkaniyeti yerine getirenlerle Allah’ın yolundan ayrılarak zelil olanlar bir olmazlar.”
“Bize Cenâb-ı Hakk’ın himâyesi ve onun habibi olan Peygamber’in dostluğu kâfidir.
Başka bir yardımcıya ihtiyacımız yoktur.” Hz.Ali bin Ebu Talib (a.s.)
***
İlâhi Ya Rabbi :sen bizleri Al-i Beytinin yolundan ayırma.
Efendimiz Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) ’e lâyık ümmet eyle.
Yolunda daim ve kaim eyle.
O’nun ahlâkıyla ahlakımızı tezyin eyle.
Sevgisine lâyık eyle.
İlâhî bu sevgiye kavuşamadı isek kavuşabilmemizi, kavuştu isek bu sevgiyi koruyabilmemiz için, yer yüzünde İlâhî sevginin yansıdığı odak olarak yaratılan
“Rahmeten li’l-Âlemin” olan Resul-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem)’i ve Ehl-i Beyt’ini sevmemizi, onların sevgi dairesine girebilmemizi ve onların yolunda onlarla aynileşmeyi nasip eyle.
Bu uğurda şüheda-i Kerbela’ya verdiğin ecir ve fazileti ve şehadeti bizlere de lütfeyle.
Kıyamet günü Onlarla birlikte efendimizin sancağı altında haşr eyle .
Amin.
Selam ve Dua eder dualarınızı bekleriz.
Cesim ZEYDANLI – 10-01-2024 ANKARA
ULUSLARARASI EHL-İ BEYT ARAŞTIRMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI
Dipnot:
1~(İ.Beyhekî ,Delâil-ün-nübüvve)
2~(Bu yazı: hayatı boyunca Hazret-i Ali kerremallâhü veche tarafından söylenmiş manzum sözlerin
(şiirlerin) Şerif Murtaza denmekle ünlü Ebu’l-Kasım Ali bin Tahir’in derlediği ve Osmanlı İmparatorluğu’nun büyük bilginlerinden Müstakim-zâde Süleyman Sadeddin’in manzum olarak tercüme edip açıkladığı “Hazret-i Ali Divanı ve Açıklaması” ndan hazırlanmıştır.)
3~ (Hz. Ebu Talib’in asıl adı Abdu Menaf bin Abdulmuttalib ibn-i Haşim’dir.)
4~ (Hazret-i Ali’nin cömertlikte eşsiz diye tavsif ettiği Hazret-i Hatice (a.s.) annemiz ile kendi babası Hz.Ebû Tâlib’(r.a.) dir.)
Not. Kaynak gösterilmeden izinsiz kullanılamaz. :5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca eser sahibi, telif hakkı kapsamında; manevi ve mali haklara sahiptir