TDK’da anlamı:
Biyolojik omurga:
Birbiriyle eklemlenerek kafatasından kuyruksokumuna kadar uzanan bir kemik ekseni oluşturan omurların tümü.
Gemide omurga:
Geminin, baş bodaslaması dibinden kıç bodaslaması dibine kadar gemi altında boydan boya uzanan ana yapısı.
Yani, omurga:
Bir nesneyi, bir insanı, bir canlıyı ayakta tutan, bütünlüğünü ve sağlamlığını koruyan ana iskelet, yapı demektir.
Karakter ise:
Bir insanın ruhunu, kişiliğini, hayat çizgisini ve toplumdaki yerini belirleyen, sağlamlaştıran, görülmeyen ama davranışıyla hissedilen asıl ana omurgadır. İnsanı farklı ve değerli kılan da budur.!
Peki omurgasız insan ne demek.?
Omurgasız kişiliğin en belirgin özelliği, kişinin belirgin bir duruşunun olmamasıdır. Duruşları, çıkarlarına göre değişir. Rüzgar ne yönden eserse o yöne dönerler. Bir başka nesneye benzetirsek; rüzgar gülü gibidirler.
Akletme ve sorgulama yeteneğini yitirmiş veya hiç sahip olmamış bir kitle bu insanları dürüst, ahlaklı, namuslu ve sözünün eri olarak görebilir.
Tıpkı;
Televizyonda ya da sinemada hareket etmeye başlayan bir otomobil hızlandıkça, tekerleğinin olduğundan daha yavaş dönüyor, duruyor ya da ters yönde dönüyormuş gibi göründüğüne tanık olmak gibi. Aslında bu sadece araçların tekerleklerinde değil, hızlı dönen bütün pervanelerde tanık olmanın mümkün olduğu bir görsel yanılsamadır.
Kültür:
Okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden mana çıkarmak, uyanık davranmak, düşünmek, zekayı terbiye etmektir” demiş;
Mustafa Kemal Atatürk
Düşün, sorgula, aklet.!
Düşünürseniz, sorgulamaya başlarsınız. Sorgulamaya başlayınca akletmeye başlar ve haksızlığa, adaletsizliğe, yanlışa itiraz edersiniz. İtiraz edeni ise dışlarlar, kayıtsız şartsız biat etmenizi isterler ve yalnız kalırsınız.
Akletmek, sorgulamak ve körü körüne biat etmemek zor zanaattir. Başınız hep belaya girer ve dönüp bunu da sorgularsınız.
Tefekküre dalarsınız ve artık böyle bela başımın üstüne dersiniz.!