DOLAR 35,2068 % 0.3
EURO 36,7672 % 0.92
STERLIN 44,3202 % 0.7
FRANG 39,4341 % 0.87
ALTIN 2.968,40 % 1,31
BITCOIN 97.620,00 -0.172

HAFIRHAN

Yayınlanma Tarihi : Google News
HAFIRHAN
0

Dr. Müslüm Sunay yazdı…

Yaklaşık iki yüz sene önceki yıllarda mikroskopun bulunması ile, binlerce seneden beri bilinemeyen hastalıkların büyük bir kısmının mikrop mantar ve virüslerden kaynaklı olduğunu öğrendik. Bu öğrenilen bilgiler ile hijyenin ne kadar önemli olduğu da anlaşılınca bulaşıcı hastalıklardan ve ameliyatlardan ölümler büyük oranda azalmaya başladı.

Aynı hızla hastalıklara karşı aşılar ve ilaçlar geliştirilmeye başlandı. Yeni yeni buluşlarla cerrahide ve anestezide de büyük devrimler yaşandı.

PSİKOMATİK HASTALIK

Aynı yıllarda, bedensel hastalıkların yanı sıra, psikoloji alanında da büyük gelişmeler oluyordu. Sigmound Freud başta olmak üzere bilim insanlarının öncülüğünde bilinçaltımızın, duygu ve düşüncelerimizin gücü keşfedildi. Bedensel hastalıkların insanın psikolojisini nasıl bozduğunu, bozuk psikolojinin de nasıl bedensel hastalıklara yol açtığı anlaşılınca psikosomatik hastalık tanımıyla ruh ve bedenin birlikte değerlendirilmesinin önemi anlaşıldı.

GÖBEK DÜŞMESİ

Hastalarımızda görülen psikolojik şikayetlerin çoğu, kaygı, vesvese, panik ve takıntıdan meydana gelmektedir.

Hastaların bir kısmında görülen göbek çevresinde nabızın duyulmasına, halk arasında “hafırhan” yada yaygın söyleyişle “göbek düşmesi” denir ki özellikle genç kızlarda bu rahatsızlık daha sık görülmektedir. Hastalarda karında damar atmasının yani “Aortun” hissedilmesi yanında bulantı, baş dönmesi, karın ağrısı şişkinlik ve gaz sık görülen şikayetlerdir.

Bunların çoğu sinirli, çabuk üzülen, kızan vesveseli, hastalık hastası nevrotik kişilikli insanlardır.

Bu hastalar doktorların “bir şeyin yok ” lafını asla kabul etmezler ve doktor doktor, şıh şıh, yoga meditasyon demez maalesef kapı kapı dolaşırlar. Tıbben tam karşılık bulamayan hafırhan yada göbek düşmesi tanımını incelersek;

Aslında göbek düşmesi diye bir olay yoktur. Aorta veya kasıktaki, ele gelen atardamarları tutunca hastanın rahatlamaya başlaması ve damarları bırakılınca bacaklara gelen sıcaklığın hissedilmesi ile göbek düşmesi olarak halk dilinde kabul görmüştür. Bu bozukluk “histerik” hastalığından biraz farklıdır ama tedavileri aynıdır. Konuşmak anlatmak ve antideprasanlarla kısa zamanda kolayca iyileşirler…

ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİ

Erzurum Oltu’da görev yaparken bir gün, Hasan diye bir abimiz buralarda hafırhan denilen hastalığın çok görüldüğünü anlatmış ve bana;

Doktor beğ bu hastalık buralarda niye çok görülüyor? diye de sormuştu.

Bende sayın abim,

Bu hastalar maalesef çocukluklarında ailesinden veya yakın çevresinden yeterli ilgi, sevgi, değer ve onay görmediklerinden dolayı bunlarda özgüven eksikliğinden, kendini beğenmeme, sevmeme ve dolayısı ile değersizlik vesvese ve kaygı çok oluyor da ondan dediğimde, Hasan amca,

Doktor beğ bizim buralarda “çocuklarımızı sevmek” çok ayıptır, deyince Urfa’daki çocukluk yıllarım, ailem, okul ve sokak çevrem aklıma gelmişti…

Bizler, rahmetli Cemal abimin bizim yanımızda çocuklarını bir defa dahi kucağına alıp sevdiğini görmemiştik. Biz yeğenlerimizi sever onlarla oynardık ama o utanır sevemezdi. Bu nasıl bir örf adettir hiç anlamamıştım. Çok şükür şimdi o eski adetler yavaş yavaş değişmeye başladı.

Şimdi uzmanlar; Çocuklarınızı ihmal etmeyin onları ilgisiz sevgisiz bırakmayın. Onlara bu dünyada güvende olduklarını hissettirin. Anne baba olarak onlarla oynayın, onlara zaman ayırarak değer verdiğinizi gösterin diyorlar. Ayrıca;

— Çocukların gelişiminde özellikle 0–6 yaş hayatımızın temelidir, bu yılları hiç hatırlamasak ta bu dönemde aldığımız kodlar bilinç altımızın temelini oluşturur. Gerçek odur ki; Hayatımızın sonuna kadar elde ettiğimiz tüm kavramlarımızın algılarımızın duygu ve davranışlarımızın ana rotasını bu dönem belirler.

Bu nedenle yine uzmanlar diyor ki,

Hamile anneyi lütfen, pamuklara, sarıp sarmalayalım şiddetten kavgadan kargaşadan uzak tutalım…

Geleceğimizin teminatı olan bebeklere ve çocuklarımıza zaman ayıralım ve onlara hakları olan gerekli ilgiyi ve sevgiyi ihmal etmeyelim ki, ruhen ve bedenen sağlıklı, eğitimli, aydınlık zihinlere nesillere sahip olalım ki; “Dağlarına, bağlarına bahar gelsin memleketimin.

YORUM YAP

Ayşe Belce 10 Ocak 2023 / 11:19 Yanıtla

Yazin anlatin hocam bol bol izah edin.o kadar ihtiyaci var ki toplumun buna.Allah razi olsun