YONTMA TAŞ DEVRİ
SEÇİMİ KAZANIR MI?
14 Mayıs günü sandığa gideceğiz ve Türkiye’nin hangi çağa adım atacağına karar vereceğiz.
Bir yanda ülkemizi iktidarları süresince teknolojide üst levele tırmandıran Recep Tayyip Erdoğan; diğer yanda iktidarın her teknolojik hamlesine karşı çıkıp itiraz eden… yapılanları inkar eden yada görmeyen veya küçümseyen, heykel yapmanın ve dikmenin medeniyet göstergesi olduğunu sanıp bu işte ustalaşmış kemal kılıçdaroğlu ve chp’si.
Yontma taş devrinde yaşamanın, pürüzsüz heykeller yapmanın organik yaşam tarzı olduğunu sanabilir bazıları, lakin geçti Bor’un pazarı, sür eşşeğini Niğde’ye derler adama.
Seçimde sayı itibariyle ağırlığı olan genç kesim her ne kadar chp’nin yokluk dönemini yaşamadıysa, tüp, yağ kuyruklarına girmediyse, sokaklarda, ana caddelerde hatta meydanlarda biriken ve toplatılamayan dev çöp dağlarını görmediyseler de; gördükleri apaçık gerçek, Tayyip Erdoğan yönetimindeki AKP iktidarlarının teknolojide, bilimde, kalkınmada ne denli başarılı olduğu ve Türkiye’yi şu an geldiğimiz Dünya lideri ülkelerden biri olma hususundaki her atılımına, chp’nin nasıl karşı çıktığı, hatta engellemeye çalışma çabaları.
Yani gençler ilmi, bilimi, zekasını başarılı bir şekilde kullanan Tayyip Erdoğan’ı mı, yoksa yontma taş devri ustası kemal kılıçdaroğlu’nu mu seçecekler?
Bence kemal amca gençleri çok hafife alıyor.
PKK-FETÖ-DHKP/C-TİKKO
chp ve lideri kemal kılıçdaroğlu ile 7’li masanın hemen bütün temsilcileri suçluların af edileceğinden, görevlerine iade edileceğinden bahsediyor.
İHA ve SİHA’lara karşı yaptırım uygulanacağını, silah ve uçak fabrikalarımızı kapatacaklarını ima ediyor.
Dış politikada da abd-nato güdümünde yol izleyeceklerini “ne işimiz var Azerbaycan’da, ne işimiz var Sudan’da, Somali’de, Libya’da, Irak’ta, Suriye’de” diyerek belirtiyor.
“Yurtta sulh, cihanda sulh” sözünü yanlış tercüme ettiği belli olan bay kemal, hdp ile görüşmelerde ne konuştuğunu, onlara ne vaadlerde bulunduğunu söylemiyor ama biz tahmin edebiliyoruz.
pkk’nın liderlerinin, sözcülerinin 14 Mayıs seçimleri için sarfettikleri söylem ve tavırlarına baktığımızda, ciddi tavizler almamış olsalar kılıçdaroğlu’na böylesine destek vermezlerdi diye düşünüyoruz tabii ki.
SÜPER GÜÇ MÜ OLACAĞIZ; PARÇALANIP KÜÇÜLECEK MİYİZ?
Rahmetli Necmeddin Erbakan döneminde teknoloji ve silah sanayiinde atılan temeller, Tayyip Erdoğan’ın çabaları ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin verdiği destekle bugün meyvelerini veriyor.
Silah sanayiinde daha abd’nin bile başaramadığı projeleri gerçekleştirdik. Dünyada sadece süper güç denen abd-çin-rusya’nın başardığı konularda da 4. ülke olarak onların seviyesine çıktık.
Bay kemal inkar etse de, karşı çıksa da, Dünya Türkiye’yi konuşuyor, dostlarımız, mazlumlar başarılarımızdan gurur duyuyor; düşmanlarımız korkuyor. Yunanistan Türkiye’nin gücüyle boy ölçüşebilmek uğruna ayağındaki donu bile satacak duruma geldi, ekonomisi bitti, topraklarını satıyor.
Türkiye hayal edemediğimiz kadar büyük bir güce erişti Tayyip Erdoğan idaresinde.
Dış politikamız ise gurur duyduğumuz adımlar, çıkışlar ile doldu. Dünya’nın öbür ucunda Latin Amerika kıtasında bile Türkiye konuşulur, kurtarıcı olarak görülür oldu.
Bir Türke yetmez mi bunca gurur? Bir Müslümana yetmez mi bunca onur?
Üstelik süper güç olmak için daha yolun başındayız. Dengeleri gözeten akılcı dış politika çabalarımızla oyun kuran, 50 yıllık planlar yapan süper güçlerin çarklarına çomak sokuyor, oyunlarını bozuyoruz. Kendi ülkülerimiz doğrultusunda oyun kurmaya çalışıyoruz ve bazen bunu da başarıyoruz (bakınız şekil A- Azerbaycan Karabağ)
Gerek Türki devletler, gerek İslam ülkeleri, gerekse Afrika ve Latin Amerika kıtasında son dönemde attığımız adımlar Türkiye’nin hızla Küresel güç olma yolundaki hamleleridir ve bu çabalarımızdan başta amerika ve fransa olmak üzere israil, ingiltere, almanya hatta rusya ve çin de rahatsızlık duymakta.
Nato’ya Finlandiya’yı kabul edip, İsveç’i almamamız bile Türkiye’nin bağımsız dış politika üretebildiğinin bir kanıtı değil mi?
Şimdi bay kemal diyor ki, abd ve nato ile uyum içinde hareket edeceğiz. Yani, tekrar abd’nin güdümüne sokacağını söylüyor, İMF ile görüşmeler yapıyor.
Sanırım bu kadar söz yeterli seçimde kime oy kullanmamız gerektiğini anlamamız için.
AKP-MHP-BBP-YENİDEN REFAH PARTİSİ
Milletvekili seçiminde de önümde nefis bir seçenek tablosu var:
AKP-MHP-BBP-Yeniden Refah Partisi.
AKP’nin bazı yaptığı yanlışlara mı kızdın, mesela yıkık evi kentsel dönüşüme sokup 4 katlı 8 villa yaptırıp betonlaştırıyor mu Çamlıca’yı bas oyunu MHP’ye, BBP’ye, Yeniden Refah Partisi’ne.
Ama başkomutanlığa layık kişi için elin titremesin, o kişi Recep Tayyip Erdoğan!
İbrahim Tamer