Bu halka kim sahip çıkacak?
Malumunuz üzerine çalışanların maaş artışları ile ilgili bir düzenleme yapıldı. Yani 2023’te çalışanların alacağı asgari ücret rakamı net olarak 8.506 TL oldu.
Yaklaşık bir aydır devam eden asgari ücret zammı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bizzat açıklama yaptığı konuşmada asgari ücrete % 54,66 oranında zam yapıldı. Ve asgari ücret net olarak 8.506 TL oldu.
Asgari ücret 8.506 TL oldu olmasına da, açıklanan bu yeni zamlı maaş çalışanlara yetecek mi?…
Maaş artışları ile birlikte ev kirası artacak. Marketlerde ki tüm etiketlerin fiyatları değişecek ve fiyatlar artacak. Bununla birlikte kasap, şarküteri ve manav fiyatlarıda artacak. Yani kısacası olan yine gariplere olarak. Asgari ücretle çalışan tüm çalışanlar zamlı maaşlarına alışmadan ve sevinmeden, ayrıca rahat bir nefes almadan zamlı maaşlar eriyip, gidecekler. Buyurun buradan yakın!
Asgari ücrete zam geldi derken, zamlı maaşlara mı sevinelim, yoksa sürekli olarak yapılan zamlara mı üzülelim bilemiyoruz. Esnaf ağlıyor, “Maliyetler ve girdi maliyetleri çok yüksek para kazanamıyoruz ” diye. Çalışanlar yakınıyor, ” Her şey çok pahalı, geçinemiyoruz” diye. Yani durum vahim. “Kısacası işler ayna çal çal oyna”…
Yeni zamlı maaş yeter yetmesine de, iğneden ipliğe her şeye sürekli olarak zam gelmese. Asgari ücret açıklanır açıklanmaz, fırsatçılar ve stokçular hemen kollarını sıvamaya başladı bile. Yeni asgari ücret zammı açıklandığı saatlerde bazı fırsatçılar ve bazı ahlaksızlar raf etiketlerini çoktan değiştirmeye başladı bile. Bu ahlaksız fırsat düşkünleri, daha çalışanlar zamlı maaşlarını almadan etiketlerini çoktan değiştirip, zamlı fiyatları raf etiketlerine koydu bile. Şaşırdık mı? Hayırrr…
Bizler bu düzene çoktan alıştık artık. Zaten sistem yıllardan beri aynı şekilde işliyor. Devletimiz çalışanların daha rahat bir nefes alması için asgari ücrete yüksek oranda zam yapıyor. Hemen arkasından da fırsatçılar ve ahlaksızlar raf etiketlerini değiştiriyor. Yuhhh ulan yuh sizlere…
Yazıklar olsun bu şekilde ticaret yapanlara. Yazıklar olsun böyle ahlaksızlık yapanlara.
Yazıklar olsun bu insanların ahını alanlara.
Yazıklar olsun garibin bir lokma ekmeğine göz dikenlere.
Yazıklar olsun böyle insanlığa.
Yazıklar olsun böyle sözde Müslümanlara.
Yazıklar olsun bu garip halkın rahat nefes almasını engelleyen namussuzlara.
Yazıklar olsun böyle devlet ve millet düşmanı olan hainlere.
Sinirlenmeyeyim diyorum. Ama çok sinirleniyorum. Kızmayayım diyorum. Ama çok kızıyorum. Üzülmeyelim diyorum. Ama maalesef çok üzülüyorum. Bu ülkede insanlar artık intihar ediyor. Bu ülkede insanlar artık sokaklarda dilencilik yapıyor. Bu ülkede insanlar artık kendini satıyor. Bu ülkede bebekler ve çocuklar açlıktan ölüyor. Bu ülkede aileler geçinemediğınden boşanmak zorunda kalıyor. Bu ülkede geçim sıkıntısı yüzünden cinayetler işleniyor. Bu ülkede geçim sıkıntısı yüzünden kap kaç olayları arttı. İnsanların geçim sıkıntısı yüzünden psikolojisi ve dengesi bozuldu. İnsanlar yolda yürürken kendi kendine gülüyor ve kendi kendine konuşuyor.
Bu toplum tüm bu yaşananların ve tüm bu sorunların, ayrıca tüm bu olayların farkında mı acaba?… Hiç sanmıyorum. Maalesef üzülerek belirtmek istiyorum ki, duyarsız ve tutarsız, bencil, ahlak yoksunu bir ülke olduk çıktık!…
Oysa ki Müslüman bir ülkede yaşıyoruz!
Doğru ama, maalesef bu toplumun Müslümanlıkla yakından uzaktan alakası yok. Gerçek Müslüman olan bir toplumda bu gibi durumlar ve bu gibi olaylar, ayrıca bu ahlaksızlar asla olmaz. Ve asla da olamaz. Bir yerde büyük bir sıkıntı var. Ya da bu toplumun manevi duyguları ve ahlak yapısı çoktan bozulmuş. Yani kısacası bu toplumun düzeni, ahlakı, maneviyatı, insanlığı, kişiliği, İslam dinine olan bağlılığı bitmiş de haberimiz yokmuş!… Tabi ki herkes böyle değil. Ülkemizde çok dürüst ve İslam’ı gerçek anlamda yaşayan örnek Müslüman insanlarda var. Yüce Allah onlardan razı olsun inşallah.
Toplumda yaşayan bir fert olarak, toplum içindeki en küçük bütün olan aile reisi olarak, 35 yıl iş hayatımdaki tecrübelerim olarak, 30 yıllık üst düzey yönetici olarak, aktif siyaset yapmış bir siyasetçi olarak, ayrıca bir çok alanda eğitim almış ve bir çok alanda uzman olarak ülkemizin mevcut durumuna ve halkın bu şekilde acımasızca sömürülmesine, ezilmesine, ahlaksızlığa sevk edilmesine, bebeklerin ve çocukların açlıktan ölmesine, babaların eşlerine ve çocuklarına harçlık bile veremeyip, intihar etmesine, çocuk çoluk, kadın erkek demeden sokaklarda dilencilik yapmasına kahroluyorum.
Artık kimse kimsenin umurunda bile değil. Kimse kimseyi düşünmüyor. Kimse kimseye yardım etmiyor. Kimse düşeni yerden kaldırmıyor. Bırakın yerden kaldırmayı, düşene bir tekme daha vuruluyor. Ey Allah’ım ne günlere kaldık Yarabbim!… Biz Türk’ler eskiden böyle miydik? İnsanlar mı değişti, yoksa zaman mı değişti bilemiyoruz.
Hayatta kendi için yaşayan bir insan asla olmadım. Önce Yüce Allah’a layık bir kul olmak için, sonra da topluma faydalı bir insan olmak için yıllarca uğraştım. Hem çok uğraştım ve de çok çalıştım. Hala da bu iki felsefik düşüncemizle hareket ediyor ve bu felsefik duygularla yaşıyoruz. Bu bağlamda şükürler olsun Yüce Allah’a.
Sözün özeti, insanlar gerçekten çok zor günler yaşıyor. Hatta ve hatta insanlar ay sonunu bile zor getiriyor. İnsanlar resmen bir köle gibi sürekli olarak çalışıyor. Hiç bir sosyal faaliyet yok. Evden işe, işten eve. Zengin insanlar hariç, asgari ücretle çalışan bir ailenin bir mekanda rahat rahat ve ailecek akşam yemeği yeme lüksü bile yok. Asgari ücretle çalışan babanın eşine ve çocuklarına bir ayakkabı, bir kazak, bir mont, bir gömlek, bir eşarp, bir hırka, bir terlik alma imkanı yok…
Ayrıca asgari ücretle çalışan bir insanın güzel bir şekilde donatılmış bir sofra kurma imkanı yok. Sofraya et yemekleri, tavuk yemekleri, balık yemekleri koyma imkanı yok. Ne yapsın garibim ?…
Sofraya koyacağı yemekler belli; Çorba, makarna, patates, bulgur, lahaha vee bol bol ekmek. Tabi ki bunları satın alabilirlerse eğer!
Zaten Türk insanı yemekte bol bol ekmek yemeği seviyor. Yani kısacası fakir fukara ekmekle karnını doyuruyor. İnsanlar halk ekmek önünde ucuz ekmek almak için saatlerce ekmek sırası bekliyor. İnsanları halk ekmek büfelerinin önünde yağmur demeden, kar kış demeden sıra beklediğini ve insanların ellerinde 5 adet, 10 adet ekmek aldıklarını görüyorum.
O zaman söylenecek tek söz var; Yüce Allah fakir fukara yardım etsin inşallah…
Saygılarımla!!!