Olacağı buydu zaten.
Zaten zar zor geçinen vatandaşlarımız, ne tatil hayali kurabiliyor, ne de güzel bir tatil yapabiliyordu. Nasıl yapsın ki? Asgari ücretle çalışanların, üç kuruş emekli maaşı alanların, ay başını bile zor getirenlerin, faturalarını bile ödeyemeyen vatandaşlarımızın tatil yapma imkanı nasıl olsun ki…?
Ege ‘de, ya da Akdeniz ‘ te bir haftalık tatil demek, yüzbinlerce para demektir. Normal bir vatandaş yüzbin TL tatil için ayıracak parası var mı sanki? Tabi ki yok…
Yerli turistlerin uğrak yeri olan Antalya, Bodrum ve Çeşme ‘de otel ve konaklama ücretleri aldı başını gidiyor. Bu fiyatlarla tatil yapmak resmen hayal. Çünkü otel ve konaklama ücretleri cep yakar cinsten. Lahmacun fiyatının bin TL olduğu, ayran fiyatının üç yüz olduğu bir mekanda müşteri olur mu hiç? Bu mekanlara giden turist bir daha bu mekanlara gider mi hiç?
El insaf yahu !
Bin TL’ye lahmacun, 300 TL’ ye ayran mı olur?Esnafların yapacağı şuydu; Yemek fiyatlarını ortalama maliyet üzerinden hesaplayıp, ortalama bir fiyat belirleyip, müşterilerine makul bir fiyata sunmaktı. Ama öyle olmadı. Esnafların yaptığı düpedüz soygundu. Ya da insanları kazıklamak. Tabi ki hal böyle olunca da, turistler özellikle de yerli turistler tatil bölgelerine gitmekten vazgeçti. Yıllarca yerli turistleri tavuk gibi yolan, yabancı turistlere peşkeş çeken oteller, şimdi de kara kara düşünmeye başladılar.
Aman Allahım bu ne böyle?
Ülkemizde ki tatil bölgelerinde konaklama ve yeme içme fiyatları yükseldikçe yüksekli. Bırakın fiyatların yükselmesini, aslında konaklama ücretleri, yeme içme fiyatları çığrından bile çıktı. Yeterli turist çekemeyen işletmeler, yeterli müşteri bulamayan oteller çareyi fiyatları yükseltmekte buldu. Çünkü şu an itibariyle tüm işletmeler zarar ediyor.
Daha önceleri sahneye ünlü sanatçı çıkaran, sanatçı sayesinde müşteri bulmakta zorlanmayan işletmeler, müşteri bulamayınca sahneye sanatçı çıkarmaktan vazgeçtiler.
Gerçekten tatil bölgelerinde durum çok vahim!
Çünkü oteller bomboş. Diğer konaklama yerleri bomboş. Mekanlar bomboş. Yani her yer bomboş. Müşteri bulamayınca dublör müşteri arayışına giren işletmeler, belli bir ücret karşılığı ve dört saat mekanda müşteri gibi oturma karşılığında anlaşma yapıyorlar. Vah işletmelerin haline vahhh…
Bu böyle gitmez ki!
‘Taşıma su ile değirmen dönmez”
Sözde müşteri gibi görünen, sanki mekanın müşterisi gibi davranan, belli bir ücret karşılığında müşteri rolü yapan, müşteri çekmek için yapılan bu yöntem tutar mı,tutmaz mı bilemiyoruz. Ayrıca Taşıma su ile değirmen döner mi? Tabi ki de dönmez.
Böyle giderse eğer, işletmeler birer birer kapılarına kilit vuracaktır. Zaten son yıllarda birçok işletme iş yapamadığı için işyerlerini kapatmıştı.
Ülkemizde yalnızca tatil bölgelerindeki işletmeler zor durumda değil. Ülkemizde birçok işletme çok zor durumda. Gerçi tüm dünyada büyük bir ekonomik kriz var. Yüksek maliyetler nedeniyle işletmeler para kazanamıyor. Böyle giderse eğer, sermayesi güçlü olmayan şirketler birer birer kapılarına kilit vuracaktır.
Saygılarımla!
Ayhan Yalçın
Gazeteci, Yazar, Stratejist, Köşe Yazarı , Yorumcu, Şair, 2019 seçimlerinde Kandıra Belediye Başkan Aday Adayı, Sivil Toplum Lideri, Siyasetçi , İşletmeci, Satış Pazarlama uzmanı, Eğitimci, Danışman, Genel Müdür, CEO