Muhterem Kardeşlerim…
Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak sizleri bilgilendirelim istiyoruz.
Efendim;
Kur’an-ı Kerim’de cihadın farz olduğu bildiriliyor. (Bekara 216)
Âlimlerin çoğu cihadın Farz-ı Ayn değil, cenaze namazı kılmak gibi Farz-ı Kifaye olduğunu bildirdi. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de mealen buyuruluyor ki:
“Mal ve canları ile cihad edenler, oturanlardan üstündür.” [Nisa 95]
Âlimlerin çoğu “Bu Âyet-i Kerime, cihadın herkese Farz-ı Ayn olmadığını, Farz-ı Kifaye olduğunu bildiriyor” dediler.
Cihad, insanları İslam dinine çağırmak demektir. Bu da çeşitli yollarla olur. Hadis-i Şerifte buyuruldu ki:
“Kâfirlere karşı malınızla, canınızla ve dilinizle cihad ediniz.” [Redd-ül-muhtar]
Cihad, Allah için hizmettir. Bu hizmetin kolay tarafı yoktur. Bu, ihlas ister, müdara ister, kısaca, güzel ahlak ister. Memurlukla mukayese edilmez. İzin, mesai, gece-gündüz mefhumu düşünülmez. Bu hizmette sıkıntıyı nimet bilmek gerekir. Çok çalışan, çok sıkıntı çeken, çok nimete kavuşur.
Cihad savunma savaşı mıdır?
Cihad demek sadece savunma savaşı değildir. Cihad, insanların İslamiyet’i işitmelerine ve Müslüman olmalarına mani olan zâlimleri, sömürücüleri ortadan kaldırarak, insanların Müslüman olmakla şereflenmeleri, böylece iki cihanda da saadete kavuşmaları için yahut Müslümanlara saldıran kâfir, zâlim ordularına karşı Müslümanların mallarını, canlarını ve ırzlarını, namuslarını korumak için, canla, malla, yayın yoluyla yapılan savaştır.
Güç kullanarak cihadı yalnız devlet yapar. Fertlerin başkalarına saldırmalarına cihad değil, çapulculuk, barbarlık denir. Sözle, yazıyla cihad etmek, âlimlerin vazifesidir. Kalble ve duayla bunlara yardım etmek ise, her Müslüman’ın vazifesidir. (Hadika)
Cihadın esas gayesi
Cihad eden Mümine “Mücahid” denir.
Hadis-i Şeriflerde buyuruldu ki:
“Mücahid, gündüz oruç tutan, gece ibadet eden gibidir. Evine dönünceye kadar kendine sevap yazılır.” [İ. Ahmed]
“Bir mücahidi doyurmak, ona yardım etmek, dünyadan ve içindekilerden daha kıymetlidir.” [Hakim]
“Mücahidlere eza vermekten Allah’tan korkun! Allahü Teâlâ, Peygamberlere eza edenlere gadap ettiği gibi, Mücahidlere eza edenlere de gadap eder. Peygamberlerin duasını kabul ettiği gibi, Mücahidlerin de dualarını kabul eder.” [Deylemi]
Cihadın esas gayesi olan Emr-i Maruf, diğer cihadlardan daha üstündür.
Hadis-i Şeriflerde buyuruldu ki:
“Bütün ibadetlere verilen sevap, Allah yolunda gazaya [cihada] verilen sevaba göre, deniz yanında bir damla su gibidir. Gazanın [cihadın] sevabı da, Emr-i Maruf ve Nehy-i Anil-Münker sevabı yanında, denize göre, bir damla su gibidir.” [Deylemi]
“En faziletli cihad, farzları ifa etmektir.” [İ. Ahmed]
“Malı ve canı ile cihad eden, ortalığın karışık olduğu zaman bir kenara çekilip ibadetini yapan ve kimseye zararı olmayan insan, Mümin-i Kâmildir.” [Hakim]
“Kadının cihadı kocası ile iyi geçinmektir.” [Şir’a]
“Koca hakkına riayet, Allah yolunda cihad etmek gibidir.” [Taberani]
En büyük düşman kim ise, onunla yapılan cihad elbette daha büyüktür. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: “Dışarıdan gelen kötü istekler şeytandan gelmiş olmakla beraber, geçici hastalıklardandır. Küçük bir ilaç ile kolayca giderilebilir. Nisa suresinin 76. Âyet-i Kerimesinde ‘Şeytanın aldatması elbette zayıftır’ buyuruluyor. En büyük düşmanımız nefsimizdir.” [c.3, m.27]
Hadis-i Şeriflerde buyuruldu ki:
“Kulun nefsi ile yaptığı cihad büyük cihaddır.” [Deylemi]
“Cihadın efdali, nefs ile yapılan cihaddır.” [İ. Neccar]
“Asıl Mücahid, nefsi ile cihad edendir.” [Tirmizi]
Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)